Cuma, Aralık 05, 2014

HAKEMİN EVİNE KADAR GİDİP TEHDİT ETTİLER


İstanbul’da hiçbir sezon bu kadar çok sayıda maç yarım kalmamıştı. Olaysız hafta geçmiyor. Birileri 'maç sayısı çok, bu olaylar Anadolu’ya göre az' diyebilir ancak bu beyanat gerçeği gizlemeye çalışmaktan öte gitmez.

Yeni sezon başlarken, bir Hakem ile Ramazan akşamında sahur vaktine kadar oturduk ve hangi Hakemin nasıl terfi ettiğini, kimin neden yükselemediğini konuştuk. Uzun notlarım vardı ancak birçok Hakemin kalbini kırmaktan çekindiğim için bu yazıyı yayınlamaktan o günün şartlarında vazgeçtim. 

Kurul’a yakın olmak yetiyor
Fakat geldiğimiz noktada, İstanbul Hakemliğinin çok geri gittiğini hep birlikte gördük. 'Türkiye’nin lokomotifi' dediğimiz İstanbul Hakemleri 5-6 yıldır çok gerilemeye başladı. Bir-iki Hakem haricinde 'şu Hakemde yetenek var, maçına gidip kendisini izleyelim' dediğiz Hakem sayısı maalesef yok denecek kadar az. Artık Hakemler de biliyor ki, iyi Hakem olmaktansa, Kurul’a yakın olmak terfi için daha avantajlı. Hakemler artık şunu da öğrendiler: Sezon kötü geçse de Haziran ayında açtırılacak etkili bir telefon terfi etmenin kapısını sonuna kadar aralayacak.

Hakem, Hakemi tehdit ediyor
Esasında İstanbul Hakemleri, geçtiğimiz yıllara oranla bu sezon daha iyi eğitim alıyorlar. İl Hakem Kurulu hemen hemen her hafta Hakemlere Üsküdar Burhan Felek’teki Derneğinde eğitim veriyor. Ancak, antrenmanlarda bir sıkıntı olduğu gerçek. İstanbul Hakemliği maalesef iç çekişmelerden dolayı geriye doğru gidiyor. Hakemler ciddi anlamda bölünme içerisindeler. 'O’nun oğlu, diğerinin yeğeni' diyerek bazı Hakemleri zorla yukarı taşımak isteyen Kurul, adaletsiz maç dağıtımları nedeniyle birçok Hakemin tepkisini çekiyor. Hakemlik yeteneği olmayanlar, sürekli iyi maçlara gönderilirken, Hakemlik yeteneği haricinde hiçbir şeyi olmayanlar maalesef sahipsiz olmanın cezasını çekiyorlar. Aslında burada cezayı çeken yine Kulüpler oluyor. Bazı takımların maçlarına çok iyi Hakemler verilirken, sesini çıkartmayan takımların canı yanmaya devam ediyor. İl Hakem Kurulu’nun maç dağıtımındaki adaletsizlik birçok Hakemi bu meslekten soğuturken, geleceği yönelik kaygıları da beraberinde getiriyor. Ayrıca Hakemler son zamanlarda sahaya korkarak çıkıyorlar. Ve en kötüsü, İl Hakem Kurulu zorlu maçlara verecek Hakem bulamıyor. Aslında Hakemlik konuları gelecek hafta daha uzun bir şekilde ele almayı düşünüyorum. Bu nedenle bugün çok da fazla ayrıntıya girmeyeceğim fakat örneklemek istediğim bir konu var.

Ulusal Hakem kadrosunda sorun var
İstanbul İl Hakem Kurulu, Süper Amatör Ligdeki sıkıntılı maçlara genelde Ulusal Hakem veriyor. Bazen de meşgul olmayan Üst Klasman Yardımcı Hakemler tercih ediliyor. Ancak İstanbul’un Ulusal Hakem kadrosu çok sıkıntılı. Neden mi? Erdem İren gibi kaliteli bir Hakem Şanlıurfa’ya tayin edildi. Bayram Başkan Van’a gönderildi. Şimdi her ikisini de gururla izliyoruz… Osman Yiğit Uzer gibi kaliteli bir isim Hakemliği bıraktı, şimdi BAL Gözlemcisi. Erkan Yurtsever sakatlığından dolayı maç alamıyor, Sezer Yalçın SAL’ın ilk haftası öncesinde sakatlandı, maç alamıyor. Avcılar Belediyespor’a 2-1 mağlup oldukları maçta 'siz istediğiniz kadar tepki gösterin, bu Hakem terfi eder' dediğim ve iyi bir Hakem olacağını hissettiğim İlker Yasin Avcı, terfi eder etmez vatani görevi için kışlaya teslim oldu. Bu sene Ulusal Hakem olan Mert Güzenge, bu kadrodaki ilk maçında kötü puan aldı ve cezaya girdi (31 Ağustos 2014 Yeni Malatya-Ofspor 2.Lig), ikinci maçı da (3 Ekim 2014 Ankara Demirspor-Bergama Belediyespor 3.Lig) iddialara göre kötü geçen Hakem, vatani görevi için Hakemliğe ara verdi. Harun Yücedağ ise sakatlığından dolayı Hakemliği bıraktı. Geriye kaldı 19 Hakem. Ben kişisel bir tahmin yapayım, Bu 19 Hakem arasından Burak Taşkınsoy ile Çağdaş Altay’ın haricindekilerin Üst Klasman kadrosu için tercih edileceğini pek sanmıyorum. Bu iki isim belki 2 sezon sonra Üst’e çıkarlar… Bu kelimem, geri kalan 17 Hakem yetersiz anlamı taşımıyor. Mevcut 19 Hakemden en az 15’i Üst Klasman kadrosundaki birçok Hakemden bile daha iyi durumda ancak yukarıya çıkmak için çok ama çok sağlam olmak gerekiyor. İlave edeyim, Kurul'un SAL maçlarında çok sık görev verdiği Ulusal Yardımcı Hakemler de var. Ancak burada da Oktay Önge, İbrahim Akar, Süleyman Yavaşoğlu, Gökçen Seven gibi birkaç Hakemin dışındakilerin Yardımcılığı, Hakemliğinden iyi… 

Hakem siyaseti yine sahnede
Birçok Hakemin geleceğini kötü yönde etkileyen Hakem siyaseti son aylarda yine ön plana çıkmaya başladı. Ocak ve Şubat ayında Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği İstanbul Şubesinde seçim heyecanı yaşanacak. Mevcut Başkan Şahin Taşkınsoy’un Aday olmayacağı konuşulmaya başlandı. Bunu fırsat bilen bazıları yine sahne almaya başladılar. Hakemler, Bakırköy Belediye Stadında olumsuz koşullarda yapılan antrenmanların ardından bazı Hakemlerin kendilerini tehdit ettiğini bile söylüyorlar. Hakem, Hakemi tehdit eder de Kulüpler etmez mi?

Hakemlere saldırılara karşı 'birlik' olunmadı
Son haftalarda Hakemlere yapılan fiili saldırılar neticesinde bir-iki maçın 'güvenlik yetersizliği' nedeniyle oynatılmaması bazı kesimlerce boykot girişimi olarak algılandı ve Hakemlerin bu hareketi tartışma konusu oldu. Maçları yönetenlerin de insan olduğunu unutan bazıları, Hakemleri kurbanlık koyun zannetmeye başladı. Geçtiğimiz yıllarda Hakemler, sahadaki saldırılara karşı bazı protestolar yapmışlardı. Sahaya siyah forma ile çıkmak ve maçı 10 dakika geç başlatmak elbette istenilen sonucu vermedi. Hakem camiası, mensuplarına karşı yapılan bu çirkin saldırılara ancak tam anlamıyla birlik olursa etkili bir cevap verebilir lakin Hakem camiasının bir bütün olarak hareket ettiği de maalesef çok rastlanan bir olay değil. Neticede, binlerce Hakem yetiştiren, yüzlerce FİFA Hakemi yetiştiren ve mensuplarının en düşük tahsillisinin Lise mezunu olduğu bir camia, halen bir Merkez Hakem Kurulu Başkanı çıkartamıyorsa siz gerisini düşünün!


Maç sonunda Hakemin evine kadar giderek taciz ettiler
İstanbul’da geçtiğimiz haftalarda bir olay yaşandı. Hakemlere yapılan saldırıların geldiği boyutu anlatabilmek için aktarma gereği duyuyorum: Süper Amatör Ligde zorlu bir müsabakadan ev sahibi ekibin tepkisi ve hatta tehditleri neticesinde Stadı Polislerin korumasında terk edebilen bir Bölgesel Hakemin maç sonunda yolda cep telefonu çalar. Numarası görünen ancak kim olduğunu söylemeyen kişi, Hakemi önce tehdit eder ve ardından ilginç bir şekilde oturduğu Hakemin oturduğu evin adresini eksiksiz olarak söyler… 1 saat sonra evinde giden Hakem, kendisinden 15 dakika önce 3 kişinin eve geldiğini, kapıya çıkan 70 yaşındaki Babasının da bu 3 kişiden çok ağır küfürler yediğini ve tehdit edildiğini öğrenir.  Olayın ertesi günü ilk işi Savcılığa suç duyurusunda bulunmak olan Hakem, yaşadıklarını tek kelime ile özetliyor: Bu ülkede Hakemlik yapmak risk gerektiren bir iş…

TFF’den skandal bir karar
TFF dün, çok tartışılacak skandal bir karardan son anda döndü. Bölgesel Amatör Ligde şampiyonluk mücadelesi veren Çengelköyspor’un bu haftaki rakibi Karadeniz Ereğlispor’un Edirne GK maçından dolayı tarafsız sahada oynama cezasını değerlendiren Amatör İşler Kurulu, Karadeniz Ereğlispor-Çengelköyspor maçını tarafsız saha olarak Kocaeli’ye verdi. Aynı grupta şampiyonluk mücadelesi veren Kocaelispor’un bu grubun güçlü takımlarından Tekirdağspor ile evinde Pazar günü oynamasını değerlendiren! TFF Amatör İşler Kurulu, yeşil-siyahlıların bir sonraki haftaki rakibi Çengelköyspor’u daha rahat takip etmesi için İstanbul takımının maçını Cumartesi gününe vermeyi tercih etti! Bu karara tepki gösteren ve yasal bir şekilde hakkını arayan Çengelköyspor Yönetimi, TFF Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Yemen Ekşioğlu’nun ciddi desteği ile maçın yerini ve gününü değiştirmeyi başardı. Karadeniz Ereğlispor-Çengelköyspor maçı Kocaeli’deki Cephanelik Stadında elbette oynatılamazdı. Bu, her açıdan sıkıntı bir durumdu. Ancak benim anlamadığım, Kocaeli Yerel Gazeteleri nasıl olur da Karadeniz Ereğlispor-Çengelköyspor maçının Cumartesi günü Cephanelik Stadında oynanacağını Salı gününden yazabilir. Ben, maçların yerini ve gününü Amatör İşler Kurulu belirler sanıyordum, meğer yanılmışım…!

İstanbul takımları sahipsiz
Federasyonun bu anlamsız kararı BAL’daki bazı takımların kollandığı yorumlarını beraberinde getirirken İstanbul takımlarının sahipsizliği bir kez daha ortaya çıktı. 11 Gruptan oluşan Bölgesel Amatör Ligde sezon sonunda her grubun lideri doğrudan 3.Lige çıkacak. Profesyonel Lig, birçok Kulübün ekonomik olarak kurtuluşu anlamına geliyor. Doğru şekilde yönetilen Kulüpler, Profesyonel Ligin getirdiği ciddi avantajlarla rahat bir şekilde diğer rakipleriyle mücadele ediyorlar. Bölgesel Amatör Lig çok ilginç aslında. Bazı takımların camiaları güçlü, bazılarının kadrosu, bazılarının ise lobisi… Alın teri döküp mücadele ederek ve herkese helal ederek, hak ederek şampiyon olmak en güzeli olmalıyken, hangi takımın çıkacağını belirlemek kul hakkına girmekten başka bir şey değildir. Ama unutulmasın ki, Allah’ın da bir hesabı var…

Çengelköyspor veya Arnavutköy Belediyespor
Temennim temiz bir lig olur da sezonu da güzel bir şekilde yine temiz olarak kapatırız. Geçen sezon bilhassa kura çekimlerinde bir takım ayak oyunlarının olduğunu unutmamak gerekir. Türkiye Ligleri geçmişte yapılan şikelerden dolayı çok sarsıldı. İnşallah, bu sezon Kulüpler bu tür kirli yollara başvumazlar. Ama ben nedense hep kuşkuluyum. İstanbul takımlarının yukarıya çıkmasına engel olunmak istendiğini düşünüyorum. Gerçi BAL 9.Grupta Allah izin verirse 1 takımımız 3.Lige çıkabilir. 10.Gruptan an itibari ile ümitli değilim. 11.Grupta ise geçtiğimiz yıl finalden dönen, bu sezon da iyi bir sezon geçiren ve Kocaelispor’u deplasmanda 5 bin kişinin karşısında 4-0’la hezimete uğratan Arnavutköy Belediyespor ile 3 yıldır önemli işler yapan, bu sezon da çok ciddi bir bütçe ile yola çıkan, kimseden tek lira destek almadan ve sadece Başkan İsmet Özay’ın sayesinde varolan ayrıca ayak oyunlarını hiç bilmeyen temiz ve saf Çengelköyspor’un lig sonunda 3.Lige çıkacak 2 takımdan birisi olacağını düşünüyorum. Bu grupta Tekirdağspor ve Kocaelispor gibi iki Büyükşehir takımı olmasına rağmen bizim takımlarımız bunu başaracak güçteler. Elbette Tekirdağspor ve Kocaelispor ile baş etmek çok kolay olmaz. Misal vereceğim, Kocaelispor bu sezon 12 bin kombine sattı. Her maçını en az 5 bin kişiye oynuyor. Bu, amatör bir takım için müthiş bir rakam. Tekirdağspor ise 3.Lige çıkarsa aynı hızla 2.Lige yükselir, çünkü ilde müthiş bir potansiyel var.

Çengelköyspor mağdur edildi
Şimdi bazı kesimler kendi yazdıkları yalanlara kendi bile inanıyorlar. 'Yok efendim Çengelköyspor korunuyormuş'…  Bilmeden yorum yapmayın, ortalığı karıştırmayın. Çengelköyspor’u kim koruyacak? Buna kargalar bile güler. Çengelköyspor korunsa TFF’nin talimatlarına aykırı bir şekilde, konuk ekibin geç kalması sebebiyle 45 dakika geç başlayan Babaeski maçını oynamadan kazanırdı. Kaldı ki bu maç devre arasında Hakemin keyfi tutumu nedeniyle tatil edildi ve akabinde AFDK tarafından Çengelköyspor’a verilen cezalar çok ama çok ağır. Esas cezanın maçın Hakemi olan Burak Şahin’e verilmesi lazımdı. Yine, olayın içinde olanlar bilir, Babaeskispor kafilesi saat 15.45’te Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden Ataşehir’e doğru devam ederken, kendilerini Beylerbeyi Stadına doğru bir şekilde yönlendiren kişi benim. Babaeskispor kafilesinin yolda telefonla temas kurduğu kişi ise yine bizim kıymetli ağabeyimiz TFF Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Yemen Ekşioğlu’dur. Yılların deneyimli Yönetici Sayın Ekşioğlu bilmez mi talimatları, tabii herkesten iyi biliyor. Yemen ağabey istemese o maç oynanmazdı. Kimse o maçı başlatamazdı çünkü talimatlar açık… Geç kalan takıma geçmiş olsun… Ancak biz İstanbul takımları nedense böyleyiz! Rakibimizin mağduriyetini avantaja çevirmek istemiyoruz. Babaeskispor’a da helal olsun, aslan gibi geldiler, golü de attılar ve gittiler. Lakin, İstanbul takımları İl dışına gittiklerinde neler çekiyor neler… Gittiğimiz İlin Valisi, Kaymakamı, Belediye Başkanı, Emniyet Müdürleri ve hatta Milletvekilleri bile kendi ilinin takımlarının kazanması için hep birlikte 'Devlet eliyle' operasyon yapıyorlar. Kimse bana "İstanbul takımları kollanıyor" diyemez. Biz zaten düşmanlıkta birbirimize yeteriz, başkasına gerek kalmaz. Son olarak da ifade etmek isterim ki; Türkiye’de futbolun sıhhatli bir yapıya kavuşması için çok radikal kararlar alınması lazım. Büyük bir operasyon yapmak gerekiyor. Buna Sayın Cumhurbaşkanımızın da, Başkanımızın da, Spor Bakanımızın da katkıda bulunması lazım. Çünkü spor sahalarında yaşanan en ufak bir kötü olayın yansıması çok büyük oluyor.


YAZI: ALİ KEMAL DEMİR

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Hakeme mac veriliyor.Adam mac begenmiyor.Maça gitmeyip iade ediyor.Kurul kendi adamlarina goz onundeki maclari veriyor.Bu kurul Istanbul hakemligine Ugursuz gelmistir.O.Uğurlu ve yaverleri hemen gorevi birakmalidir.Daha fazla Ellerine yuzlerine bulastirmadan iyi niyetlerini gostererek gorevi devretmelidir.Kim ne derse desin,kurulu düzeltecek tek kişi YAŞAR FILIZ 'dir.Yaşar hoca sevilmez.Çünkü maç verecekte gitmeyeceksin.Araya adam sokacaksın.Bunlar olmadigi icin sevilmemistir.Herkes başarılı olacak diye bi kaide yok.Denediler,olmadı.Istanbul hakemliği Türk hakemliginin kalbidir. Goreve geldiklerinden bu zamana kadar ki dönemde en hayırlı işi yapmalılar ve hemen görevi bırakmalılar.

Adsız dedi ki...

Ali Kemal abi. Bu konuyu daha iyi anlatamazdın. Ellerine sağlık. Türkiye Futbolunun hali ortada. Adamın varsa en üsttesin, yoksa yeteneğinde olsa sürünmeye devam...

Adsız dedi ki...

yüregine saglık abım keşke su selımye yenikoy macınada deyseydın bu maç pazartesıye nıye alınmıs bu kadar takım aptalmı saha cıkıyor bu maç oynanmıyor ve o saha cuma gunu bos nıye cunku tffde adamları var bu macın skoru sımıden bellı kımse masal okumazsın tek teledıgım işn selımye kümeye düşer

Fatih Futbol Antrenörleri Derneği'nden Özbay'a ziyaret

Fatih Futbol Antrenörler Derneği Yönetimi, İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürü Muhittin Özbay'ı makamında ziyaret etti.