Bana sevgini ver yeter

Spor müsabakalarının değişmezleri vardır. Hakemler, sporcular, yöneticiler, basın mensupları, saha komiserleri, hakem gözlemcileri... Burada hakem gözlemcilerini diğer görevlilerden ayırmak lazım. Gözlemci olabilmek için hakemlik mesleğinden emekli olmak şart. Neden şart? Çünkü geleceğin hakemlerinin maçlarını da izleyerek kendilerine not veriyorsun, demek iki aşamalı bir görevin temsilcileri olmak için cemiyetin hakem gözlemcilerini hakemlerden seçmesi gerekli. Kısacası hakem gözlemcisi olabilmek için uzun yıllar sahalarda düdük çalmak, bayrak sallamak şart. 

Konumuza buradan girerek birçok amatör futbol müsabakasında tanışarak dost olduğumuz değerli gözlemcilerimizden biri olan ŞEN BAHADIR BAŞIBÜYÜK ile kısa muhabbetimizi sizler ile paylaşmak isterim.

"Hakemlikte görev yapmakta olduğum 33.'cü senem. Yirmi yıl düdük çaldım. Bu gün hakem gözlemcisiyim. Her meslekte olduğu gibi sayısız acı ve tatlı günler yaşadım. Hakemlik mesleğimizde ekmek paramız çıktı, ev geçindirdik. Okul maçlarında, üniversite turnuvalarında, kaymakamlık maçlarında ekmek paramız için düdük çaldık. Babam izin vermezdi ama teşkilattaki ağabeylerimiz sonunda babamı ikna ettiler. Bana 'çantalı hakem' derlerdi. Çantam ve eşyalarım daima arabamın bagajında hazır idi. Çok zorluklar içerisinde görevimizin başında olduk. Gün geldi çalıştığımız iş yerinden evimize artan yemeği götürdük ama yine de görevimiz olan hakemlik mesleğimizi aksatmadık.

Zamanın Yetkilisi büyüğümüz, ağabeyimiz FİKRİ TUZCUOĞLU, telefonla arayarak bana acil görev verdiğinde çalışmakta olduğum taksiyle hemen maça gider arabayı durağa çekerdim hala öyleyim. Buraya gelirken arabayı park ettim dışarıya." 

Gözleri dolmuştu, koca adam gözlerinden düşen damlalara aldırmıyordu. 'Çantalı hakem', gençliğinde maç günleri dükkânını kapatıp maça gelirken camekâna astığı 'CENAZEM VAR' yazısına dostlarının tepki olarak “Sülalende ölmedik, hastalanmadık kimse kalmadı be Şen Bahadır” demelerine aldırmıyordu.

Beraber olduğumuz hakemliğe uzun yıllarını vermiş olan ŞABAN ESEN, bana 
Şen Bahadırı ağlattın Orhan Hocam dediğinde gülümsüyordum. Evet, spor camiamızın değerli ustaları, eğitmenleri, abileri, hocaları neler yaşamışlar ve yaşamaktalar. Kışın ortasındayız, hava buz gibi karla karışık yağmur yağmaya devam ediyor. Hakem gözlemcileri maçlarından çok önceleri sahalardalar. Örnek kişilikleri ile görevlerine devam ediyorlar. Her yaşam bir roman ama onların ki çok güzel bir roman. Genç nesil başarılı ve örnek aldıkları büyükleriyle beraberler. Sahalarımızda görev yapmakta olan bu değerli insanlara ne kadar teşekkür etsek azdır. Onlar, saha komiserleri, görevliler. İşte maçların kısa bir anatomisi. 

Şen Bahadır Başı büyükbaşlığı koydu zaten gözyaşlarına hâkim olamadığı an
BANA SEVGİNİ VER, YETER diyordu hakemlik mesleğine. Zaten hakemlik mesleği o,sevgiyi verdiki gözyaşlarınla anmaktasın güzel arkadaşım. Ne Mutlu sizlere böyle birbirinize sevgi ile bağlısınız.

YAZI: ORHAN BUDAK