Futbolculuk profesyonel takım alt yapısından ibaret değildir
Bir çoğumuz evladımızı Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray gibi takımların alt yapılarında görmek için can atarken, 3 büyük kulüpte ne yazık ki alt yapıdan gelip oynayan sayısı bazen 1, bazen hiç olarak tarihin sayfalarına geçerken, genelde tüm oyuncular beğenmediğimiz amatör takımlardan çıkıp Süper Ligde boy göstermektedir.
İlla bir dayı gerekli midir?
Evet bazen bir itici güç olarak bir tanıdık veyahut yetenekli olan bir oyuncunun göz önüne çıkması için, bir tanıdık belki gerekli olabilir ancak futbolcu olmak için bazen bu da yetmeyebilir. Şans, yetenek, tanıdık gibi faktörlerin hepsi bir araya gelmeden bazen olmadı mı olmuyor cinsinden bir hayat yaşıyoruz.
Ebevenyler, çocuklarınızı şartlamayın
Ülkemizde genelde futbol sevdası yüksek oranda olduğu için aileler de çocuklarının futbolcu olmalarını isterler. Ancak belki de siz çocuğunuzu futbol okuluna kendi egonuz için yollarken, belki de çok yetenekli bir basketbolcuyu kaybettiğinizi fark edemiyorsunuzdur. Ya da kalecilik için çok yetenekli bir çocuğu, sırf gol atan oyuncular göz önünde diye zorla sahanın ortasına atıyorsunuz. Bu şekilde şartlamalar yerine, evladınızın okulunda bulunan öğretmenleri ile görüşerek sizin sadece hafta sonları veya sadece parkta bahçede nadiren gördüğünüz yetenekleri öğretmenler her gün görüp sizi daha doğru şekilde yönlendirebilirler. Bir çok Beden Eğitimi öğretmeni ders esnasında topla sürekli elleri ile oynayan ama ailesinin forvet yaratmak istediği evladını, ailesini uyararak oğlunuz kaleci olmak istiyor diye uyarıp öneride bulunmuştur.
Okulu ihmal etmek, futbolu ihmal etmektir
Okulundaki dersleri ihmal eden öğrenciler, bir bakıma futbolu da ihmal etmiş sayılırlar. Ne alakası var demeyin, havuz problemini çözünce çataldan top mu çıkaracağım diyen kaleci, Türkiye’nin yüzölçümünü bilince karşı karşıya yan ağlara mı bırakacağım diyen forvet çıkabilir, ama o iş öyle değil.
Birincisi ders çalışmak beynimizi çalıştırmamıza yardımcı olan bir unsurdur. Öğrendiğimiz dersler için kafamızı yorarken bir diğer taraftan da öğrenme yetimizi geliştiririz. Öğrenme yetisi de bize antrenörümüzün verdiği taktiği bir kere de anlamamızda, sahada istenilene daha çabuk reaksiyon verip, söylenileni en hızlı yapan oyuncu olma şansını bize sağlar. E diyoruz ya futbolcu olacağız, birilerinden, bizden daha iyi durumda olanlardan farkımız olmalı. İşte bu farkı da böyle kazanacağız. Hem okumaktan zarar gelmez, futbolcu olma şansını şanssızlıkla, yeteneksizlikle, hakkınızın yenmesi ile, kaybetme olasılığını göz önünde bulundurduğunuzda, eğer iyi bir öğrenci de olmayı başardıysanız, belki futbolcu olamayacak ama bu işin okulunu okuyup futbolcu olmak isteyenlere ön ayak olma şansına sahip olacaksınız.
Kendi başınıza antrenman yapın
Gerek yaş grupları gerekse ülkemizde ki maç trafiği nedeniyle çok az sayıda maç oynuyor gençlerimiz, lakin amaç futbolcu olmaksa, 4-5 ayda biten bir sezonun ardından, 4-5 ay yan gelip yattıktan sonra sezon başı antrenmana çıkıp sonra da futbolcu olmayı beklemek hayal olur. Herkesin spor salonlarına para ödeyecek gücü olmayabilir, spor salonlarında giyecek uygun teçhizatı bulunmayabilir ancak bunlar bahaneden öte şeyler değil. Sabah okula gitmeden önce okuldan dönünce, ailesine bakmak için çalışmak zorunda olanlar için işten sonra spor her zaman yapılabilir bir şeydir. Eğer yine önünüzdekilerden sıyrılmak yanınızdakilerden uzaklaşıp farklılık yaratmak istiyorsanız buna mecbursunuz. Çalışmak başarıyı getirecektir, sizi futbolcu yapacaktır ve en önemlisi sizi futbolcu yapmasa bile bazı şanssızlıklar veya kişisel hatalarınız yüzünden, bulunduğunuz takımda en iyi performansınızı sahaya yansıttıracak ve zamanla elinizden gelenin en iyisini yaptığınız için kendinizle gurur duyacaksınız. Ayrıca aman bu maç kötü maç şu maç kötü maç diye kimse ayırt etmesin çünkü, oynadığınız maçta sizi kimin izlediğini asla bilemezsiniz. Belki bir 2.3. Lig antrenörü belki bir gazeteci belki bir futbol duayeni o anda sizi izlemekte bunu asla unutmayın.
Bazen çok çalışmak da yetmez
Yani futbolcu olmak için çok çalışmak bile yetmemekte. Bir çok şey birleşecek o olacak bu olacak vs vs. Futbolcu olmazsanız ama bu sahalarda sürekli olursanız, emek vererek kazandıklarınızı, emek verdiğinize değecek şekilde harcarsanız, milyon dolarları almasanız bile, siz sahada antrenman yaparken, hafta sonu maç yaparken sporla haşır neşir olurken belki yaşıtlarınız kahve köşelerinde vakit öldürürken, AVM gibi kapalı alanlarda sıkışırken, siz bir amaç uğruna terinizi akıtıp, 3 puan mücadelesine girip, bazen kazanmanın gururunu bazen de kaybetmenin hüznünü yaşıyorsunuz.
Kaybetmeyi öğrenmek, onu hazmetmek, size yaşamınız boyunca kaybettiğinizde nasıl davranacağınızı, kaybetmemek için neler yapacağınızı bulmak için ışık tutacaktır.
Uzun lafın kısası
Belki futbolcu olmak elinizde değil, ancak iyi insan olmak sizin elinizde. Spor yapın, spor yapana destek verin, sporcu gibi yaşayın…
YAZI: MELİH ÖZTÜRK
3 yorum:
Melih bey gerçekten yazınız takdire şayan. Nacizane ilave olarak futbol kulüplerini işgal eden sözde yöneticilerden bahsedecem, kulüp binalarını kendi çıkarları doğrusunda kullanan bir nevi kumarane gibi tesislerde geceleri içki içilen spor kulüpleri, akbaba misali insan müsveddeleri,ayrıca kulübe alt yapıya gelen oyuncuya baban ne iş yapıyo, ona göre ilgilenelim düşüncesinde, sahtekar hocalarla, futbolcu olamadığın gibi, karamsarlıktan öte umudun biter, yıkılısın. işini dürüstce yapanlar,müstesna, insanları tenzih edrerim. denetim lazım üniversiteli hocalar, federasyonca müfettiş olarak görevlendirimeli, kulüpler denetlenmeli, yıllık faaliyetler rapor edilmeli, her yaş grubunda yetenekli oyuncular için okul ve sporun birlikte yapması için imkanlar sağlanmalı, yoksa futbol bu kadar ülkemızde. daha ilerisi zor bence. şimdilerde çoğu kimselerin şöyle konuşmalarınada şahit oluyoruz. eskiden fakir çocukları futbolcu olurdu, şimdi zengin çocukları, yapacak birşey yok galiba herkes hayatını yaşıyor nasip diyoruz geçiyoruz, yeni hayatlarda yine hayelleriniz sönmesin gençler, spora devam.......
yazı on numara beş yıldız olmuş. futbolculardan sonra velilerde inşallah okurlar.
İLLAKİ BİR DAYI GEREKİYOR: Hiç boşuna eveleyip gevelemeyelim.Süper star denilen Beşiktaşlı bir genç dayı zoru ile geldi.Yıllarca arkasında duruldu. Basın şişirdi. Göklere çıkarıldı. 3-5 milyon euro'lar ve Barcelonalar konuşuldu. Hani nerede.? Lastik patladı sonunda.Maalesef sistem böyle.Dayınız varsa bir yerlerde kalabilirsiniz.veya bir yerlere gidebilirsiniz.Fakat sadece dayı yeterli olamayabiliyor. Yukarıdaki yazıda gayet net anlatılmış.Birçok etken bir araya gelmeli.
Yorum Gönder