Yukarıdaki sözler, Beşiktaş, Ankaragücü, Kayserispor, Üsküdar Anadolu, Feriköy ve Küçükçekmece gibi Kulüplerde Profesyonel olarak 15 yıl futbol oynamış, yine Üsküdar Anadolu, Bilecik ve Kocaeli Körfezspor’da Profesyonel olarak Antrenörlük yapmış olan deneyimli Teknik Adam Mehmet Uğurluel’e ait. Uğurluel, bunun gerekçesini de, “Profesyonel Liglerde herkes işini bilir, ancak Amatör Liglerde belli bir sistemin yoksa her türlü sorun ile uğraşmak zorunda kalırsın” diyerek özetliyor. Mehmet Uğurluel ile yaptığımız röportaj haberin devamındadır.
Mehmet Uğurluel, 13 Temmuz 1962 Adana doğumlu. 1981 yılında Ankaragücü ile 2. Ligde şampiyonluk yaşadı ve final maçında Boluspor’u mağlup ederek Türkiye Kupasını kazanan kadroda yer aldı. Bilindiği üzere, Ankaragücü o sezon, dönemin Beden Terbiyesi Genel Müdürü Albay Yücel Seçkiner tarafından Orgeneral Kenan Evren’e, “Alt liglerdeki takımlara da teşvik oluşturur” maksadı ile sunulan teklif sonrası 1. Lige alınmıştı.
Ankaragücü’nden Kayserispor’a kiralık olan giden Mehmet Uğurluel, daha sonra ise Üsküdar Anadolu, Feriköy, Beykoz ve Küçükçekmece’de futbol oynadı ve 31 yaşında futbola son verdi. İstanbul Kabataş Ticaret Meslek Lisesi Mezunu olan Uğurluel, evli ve 18 ila 15 yaşlarında iki erkek evladı var. UEFA A Lisans sahibi Mehmet Uğurluel, Antrenörlük mesleğinde ise Üsküdar Anadolu, Karadenizspor (yarım sezon) Bilecikspor, Ayazağaspor ve Kocaeli Körfezspor (Sportif Direktör) olarak çalıştı. Son olarak Mecidiyeköyspor’da görev yapan tecrübeli teknik adam, Üsküdar Anadolu’da Bülent Uygun’un da Hocalığını yapmıştı.
Bülent Uygun gibisini görmedim!
Mehmet Uğurluel anlatıyor, biz notlarımızı alıyoruz: “2000-2001 yıllarıydı. Üsküdar Anadolu’da görev yapıyorduk. Samsunspor’lu Bünyamin vardı, Bülent Uygun vardı. Ancak takımda işler bir türlü yolunda gitmiyordu, Yönetime rapor verdim, 8 oyuncu ile yollarımızı ayırdık, “Bülent’e ilave görev vereceğiz” dedim, ‘nasıl dedi? Başkan, Bülent o zaman futbolcu, bize Kilimli Belediyespor’dan gelmişti. 19 Ağustos Marmara Depreminde her şeyini yitirmiş ama inancını hep taze tutuyordu, Zonguldakspor’a ve Kilimli Belediyespor’a depremde Sakarya’da yüzlerce insanı enkaz altından çıkartan Maden İşçilerini ahde vefa için bedelsiz gitmişti. Bülent, Fenerbahçe’de gol kralı olmuş, tüm Ülke o’nu tanıyor, attığı her gol sonrası verdiği ‘Asker selamı’ ile bir dönem sarı-lacivertli taraftarların gönlünde taht kurmuş bir insan; İkinci Lig B Kategorisi 3. Klasman Grubu takımı Anadolu Üsküdar 1908’de forma giyiyor. Beyefendi, karakterli, ne konuşacağını bilir, çok konuşmaz, işini en iyi şekilde yapar, adam Fenerbahçe’de oynamış zerre kadar kibir yok, takımda en genç futbolcu ile şakalaşır, bir sorun olur hemen kendisi çözmeye çalışır. Bir maç öncesi kamptayız, çağırdım yanıma, “sen çok farklısın Bülent dedim, seninle gurur duyuyorum, seninle çalıştığım için çok mutluyum, ve şimdi Hocan olarak sana ihtiyacım var” dedim, o dönem takımda libero mevkiinde oyuncu eksikliğim var, “ben oynarım Hocam” dedi, şiir gibi oynuyor, takımı toparlıyor, ağabeylik yapıyor, saha içinde Hoca Bülent’ti. Frikik oluyor, gidiyor çatala vurup geliyor… O zaman dedim ki Bülent’e, “gün gelecek Fatih Terim gibi bir Hoca olacaksın!”…
Amatör Ligde Antrenörlük fedâkarlık istiyor!
Yıllarca Profesyonel Liglerde çalışmış, şampiyonluklar yaşamış bir Teknik Direktör olarak, Amatör Liglerde çalışmanın zorluğuna değiniyor Mehmet Uğurluel. “Amatör Ligde herkes Hoca! Geçtiğimiz gün Seminer’e katıldık, 2.500 tane meslektaşımız vardı. Eminim ki, bu arkadaşlarımdan en az 1.500 tanesi maalesef boştadır. TÜFAD’ın bazı sorunları çözmesi gerekir, her takımın başında Teknik Direktör ya da Antrenör olacak diyorlar ancak olmayan kadar çok takım var ki!
Bir de Amatör Ligde çalışıyorsan para sorunun olmayacak! Cebindeki parayı yeri geldiğinde gözden çıkartacaksın, aldığın maaşı da gözden çıkartacaksın. Yani gün gelecek bedavaya çalıştığın gibi, cebinden de vereceksin! Burada yine bizim arkadaşlarımızın duygusallığından kaynaklanan hatalar oluyor. Mesela arkadaşımız bir Kulüp Başkanı ile görüşmeye gidiyor, Başkan’ın ilk sorusu, “kaç para istersin” oluyor. İşte orada başlamadan kopuyor olay. Takım nasıl, geçen sezondan kimler kalmış, tesis durumu nedir? Takım geçtiğimiz sezon ne yapmış? İlk bunlar konuşulmalı aslında… “Sen kaç para istersin Hoca!” diyen bir yetkiliye, ‘haydi bana eyvallah’ demeliyiz. Zaten konuşmaya nereden başlayacağını bilmeyen bu kişi, 3 gün sonra da her şeyi bildiğini iddia edip, her şeye karışmaya başlayacak. Biz Türk insanı hep iyi niyetten kaybediyoruz. Çok duygusal bir yapımız var, insanları kıramıyoruz ancak sonra hep kırılan ve üzülen biz oluyoruz. Sezon başı rica minnet konuşan kişiler, 2 maç kötü gidince maskelerini çıkartıyorlar.
Amatör Ligde prensip olmuyor!
Amatör Lig bir enteresandır. Futbolcuları iyi belirlemek gerekir. Sporcular ile sürekli ikili diyalogları sağlam tutmak lazım. Her şey günlük Amatör Liglerde. Profesyonel Ligler ise asla böyle değildir. Futbolcunun sorununu önce Futbol Şube Sorumlusu çözer, olmadı Yardımcı Hocalar dâhil olur. En son Teknik Direktör devreye girer. Halbuki Amatör Ligde böyle olmuyor, Amatör Ligde çalışıyorsan prensip falan hikaye. Futbolcuya karşı despot olmayacaksın, futbolcunun her derdini bileceksin. Her zaman Babacan olacaksın. Adam zaten antrenmana ve maça zar zor geliyor, bir de Hocadan destek göremez ise olmaz. Bir de gündüz müsabakaya çıkıyorsun, gece antrenman yapıyorsun… Olmaz, vücudun uyku haline girdiği vakitte yapılan antrenman futbolcuya hiçbir şey vermeyeceği gibi tüm dinçliğini de alır götürür. Profesyonel Liglerde Hocalık bu yüzden rahattır, kadro bellidir, zaten futbolcu oynamak zorunda, evini geçindiriyor, aldığı paralar oldukça ciddi, en iyi arabalara biniyorlar, en güzel evlerde oturuyorlar, oynamaz ise hali harap. Ancak amatör futbolcuların durumuna üzülüyorum, her şey iyi gitmeye bağlı, kötü giderse eyvah…
Mecidiyeköy’de müthiş bir ortam vardı!
Ben geçtiğimiz sezon Mecidiyeköyspor’da görev yaptım. Çok güzel günlerim geçti. Bülent Zent Başkanımız başta olmak üzere tüm Yöneticilerimiz çok kaliteli insanlar. Mütevazi ancak oldukça iyi bir kadromuz vardı. Fakat şampiyonluk bize nasip olmadı. İstanbul 1. Amatör Lig 12. Grup’ta Kağıthane ve Güngören ile çekiştik. Çok üzüldük, halbuki bir Üst Ligi çok hak etmiştik. Final maçında elimizden kaydı gitti maç. Geçen sezon Mecidiyeköyspor’da Başkanından, malzemecisine kadar herkes elinden gelenin en mükemmelini yaptı ancak kısmet değilmiş.
Hakemlerden memnunum!
Eski Hakemler ile şimdiki Hakemleri kıyasladığımız zaman inanılmaz fark var. Şimdi sahalarda gencecik Hakemler var ancak hepsi belli bir tecrübe sahibi olmuşlar. Ben zaten bir Kulübe gittiğimde ilk iş Stadın Hakem Odasını gözden geçiririm. Hakem kardeşimin kafası rahat olacak, ben onların maçlara hangi şartlarda geldiklerini çok iyi biliyorum. Yensek de yenilsek de hiç Hakem hakkında konuşmam. Bazen ufak tefek itirazlarımız oluyor ancak en başta Hocalar olarak bizlerin Hakemlerimize yardımcı olması gerekir.
Agresif futbolcumu Hakem yaparım!
Benim bir huyum vardır, hangi futbolcum bir önceki maçta saha içerisinde Hakem’e karşı agresif davranmışsa o’nu ilk çift kalede Hakem yaparım, “al düdüğü sen yönet” derim. Anlasın Hakem psikolojisini. Yanlış düdük çalıp da arkadaşları kızınca anlasın Hakemliğinin nasıl bir meslek olduğunu.
Hakem önce kolladı, sonra yolladı!
İlginç bir anım vardır Hakemler ile. Üsküdar Anadolu’da görev yapıyorum. Şampiyonluğa oynuyoruz. Karşılaştığımız rakibimiz ise hafta içi maçında 3-0 mağlup olmuş ve hiç zorlanmamış! Ligde de hiçbir iddiaları yok. Ama biz onların bize karşı saldıracağını çok iyi biliyoruz. Ben maç süresince Kulübede sakin, sakin oturuyorum ancak rakip Hoca (adını yazmıyoruz) kendini paralıyor, her şeye itiraz, sürekli Hakeme laf sokmalar… Dayanamadım, kalktım ayağa, “yeter, diye bağırdım. Ne bu kardeşim dedim, hafta için yenilirken kuzu gibiydin falan da demişim. Bir baktım Yardımcı Antrenörü bana doğru koşuyor, genç adam koştu bana bir yumruk salladı, hemen bizim çocuklar karşılık verdiler, ben ‘durun’ diyorum ama kime söylüyorsun. Hakem maçı durdurdu, 30 kişi bizim Kulübenin önünde. Genç bir Hakem, iyi de maç yönetiyor, İstanbul Hakemi… “Mehmet Hocam, nasılsın bir şeyin var mı” dedi, ‘yok Hocam, bir yumruk geldi ama ufak bir şey’ dedim. Tamam Hocam, sen bize maç boyunca çok yardımcı oldun, sana bir şey olmasın dedi. Yüzümü falan da sildi, duygulandım; kendi kendime, ‘bu ne güzel bir insan’ diyorum. Tebessüm ediyorum, Hakem bir ara geriye doğru çekildi sonra yine geldi, ‘Mehmet Hocam iyisin değil mi?’ dedi, İyiyim Hocam, Allah razı olsun dedim. ‘İyi o zaman sizi tribüne alayım Hocam’ dedi… Ben başladım gülmeye… Yahu dedim, madem atacaktın, niye 10 dakikadır, gönlümüzü okşuyorsun!
Çok severim Hakemleri, hiç laf söyletmem. Onlar sadece bir fotoğraf çekiyorlar ve yorum yapıyorlar. Yanlış görme hakları var, hatalı karar verme hakları var. Tüm Hocalarımızın da Hakemlerimize yardımcı olması gerekir.
Bilgin Erdem çok iyi bir Teknik Adam olacak!
Yeni nesil Antrenörleri çok beğeniyorum, mesleğine gönülden bağlı genç Antrenörleri ayrıca takip ediyorum. Bunlardan isim verecek olursak şu anda Kırklarelispor’da görev yapan Bilgin Erdem bana göre çalışmalarıyla hemen ön plana çıkıyor. Çok başarılı buluyorum kendisini. Sürekli araştıran, yeni antrenman metotları bulma çabasında olan bir isim. İddia ediyorum çok sürmez, Süper Ligde kendine yer bulur. İstanbul’da ise Kadir Uzun’u dikkatle takip ediyorum, benim Yardımcılığımı yaptı. Parseller’de U19 takımına baktı bu sezon. Bazı eksiklikleri var ancak yaşı çok genç, kendisini geliştirme çabalarını takdir ediyorum. İyi bir Antrenör olacak.
2 Kulüp ile görüşme halindeyim!
Mehmet Uğurluel son olarak yeni sezona dair hedeflerini anlattı. Profesyonel Ligden 2 Kulüp ile görüşme halinde olduğunu söyleyen tecrübeli Teknik adam, geçen sezon da son haftalarda Körfez Futbol Okulu Spor Kulübünde (2. Lig) görev yapmıştı.
HABER-FOTOĞRAF: BURAK KURTULUŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder