Geride bıraktığımız
Kurban Bayramı vesilesiyle, usta kalem Orhan Budak’tan sıcak bir anı…
Faruk Durmuş’u futbol
maçlarından tanırsınız saha komiseridir.
Ben de zaten kendisini orada tanıdım. 15 yıla yakın bir zamanoldu. Zamanla dost
olduk, ağabey-kardeş olduk.
Üç yıl önceydi, ben
dede olmuştum ağustos ayında. Faruk’la
bazen Şişli’de buluşur bir yere oturur çay içeriz. Dede olduğumun ertesi
günü Şişli’de buluştuk bir yere oturduk, çay içiyoruz, muhabbet ediyoruz. Taze
dede olmanın verdiği mutluluk var üzerimizde. Faruk beni kutlamakta:
- Orhan Abi hayırlı olsun.
- Sağ ol darısı
senin başına.
- İnşallah abi gün
gelecek biz de yaşarız inşallah o günü.
- Yaşarsın merak
etme.
(Kendisi sigara
içtiğinden hep pencere önünde oturur)
- Abi sana bir şey
diyeceğim ama kızma sakın.
- Böyle günde neden
kızayım ki?
- Bak abi şimdi sen
dede oldun…
- Oldum ne güzel
değil mi ?
- Evet de senin
şimdi paraya ihtiyacın olur…
- Yok be Faruk olmaz.
- Olur abi olur, eğer
kabul edersen…
- Söyle bakalım
çıkar baklayı ağzından.
- Cebimde 100 lira var,
50 lirasını sana vereyim, ihtiyacın olur.
Bir an düşündüm
arkadaşım cebindeki parasının yarısını bana veriyor…
“Alırım Faruk hem
mutlu da oldum, sağ ol” dediğimde Faruk seviniyordu parayı verdiğinde. O an
dostluk öyle tatlı gelmişti ki bayram şekeri gibi. İçten gelen sevgi idi onun
ki.
Nedense bu olayı herkes
bilsin istedim. Dostluğun ve sevginin sınırı olmadığını, içimizden gelen o
tutulmaz arzunun önüne geçilmediği o an hayatım boyunca unutulmaz benim için.
Faruk belki unutmuştur bile. Teşekkürler Faruk, bayram tadındaki arkadaşlığın
için.
YAZI: ORHAN BUDAK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder