'Güzelcespor'u şampiyon yapacağız'

SÖYLEŞİ: BURAK KURTULUŞ
İstanbul-Büyükçekmece ilçesinin sahil semti adı gibi güzel olan Güzelcespor’un iki başarılı futbolcusu Ali Sarıkaya ve Cengiz Sarımaden, Sarı-Siyahlılar’ın geçtiğimiz haftaki 4-1’lik Albayrak galibiyetinde önemli rol oynadılar. İki futbolcu ile Albayrak maçından sonra bir söyleşi yaptık. Başarılı futbolcu arkadaşlarımızın sözlerini aynen aktarıyoruz.

Cengiz Sarımaden, önce seni biraz tanıtalım:
18.10.1982 doğumluyum. 11.03.1998 tarihinde Alibeyköy Parseller Spor Kulubü’nde futbola başladım, babamın da eski bir futbolcu olması nedeniyle, ailemden çok büyük destek gördüm. 1 yıl sonra bir turnuva maçında, Vefaspor’un bir yetkilisi tarafından beğenilerek Vefa’ya transfer oldum. Kendimi futbol olarak gerçek anlamda Vefa’da buldum diyebilirim. Takımda muhteşem bir ortam vardı, Vefa gerçekten çok büyük bir Camia. Vefa’da şu anda İBB’de Teknik Direktör olarak görev yapan Sayın Abdullah Avcı ile birlikte futbol oynama şerefine nail oldum. Vefa o sene 3. Ligde mücadele ediyordu, 1 yıl B Genç takımda oynadıktan sonra, ertesi yıl A Takıma çıktım. O sene takımın başında Gediz Göl hocamız vardı. Fenerbahçeli eski futbolcu Nejat Barut gibi üst düzey futbolcular vardı. Başkanımız Sayın Nejat Ergin bize çok sahip çıkıyordu. Bu günlere gelmemizde geçmişte bizlere Başkanlık yapan, İdarecilik ve Hocalık, yapan büyüklerimizin çok büyük rolü var. A Takım’da 3. Lig’de 16 yaşımda santrafor mevkisinde oynadım, 3 gol attım. Aynı sezon Fenerbahçe tarafından transfer edilmek istenildim fakat nasip olmadı.
Vefa’da 1 sezon daha oynadıktan sonra o zamanlar eski adıyla 1. Lig’de mücadele eden İstanbulspor’a bizzat Sayın Aykut Kocaman tarafından beğenilerek transfer edildim. O sezon İstanbulspor’da Uche, Güven Kocabal, Bekir, Zdravkov, Petkov, Murat Erdoğan, Alban Bushi, Selçuk Şahin, Yalçın Ayhan gibi üst düzey futbolcular vardı, özellikle Şelçuk Şahin ile oda arkadaşı olmamız, Güven ile de aynı semtte ikamet etmemiz sebebiyle de dostluğumuz daha bir farklıydı.
2003 yılında Alibeyköyspor’da Profesyonel oldum, ben Profesyonelliği yaşıyordum ancak resmi anlamda ilk Profesyonel imzayı atmak Alibeyköy’de nasip oldu. Lig bittikten sonra da askerlik vazifem için Alibeyköy’den ayrıldım. Profesyonel futbolcuyum deyince Tunceli’ye gönderdiler, antrenmanlısındır diye!…
Askerlik sonrası yeniden Vefa’ya döndüm, takım o yıl 3. Lig terfi maçlarına katıldı, şanssız bir şekilde Bozüyük’e penatılarla elendik. Bozüyük 2 yılda 2. Lig’e çıktı… Ertesi sezon Yıldıztabya’da Burhan Hoca ve şimdi de Güzelce’de Antrenörümüz olan Mustafa Hoca ile çalışma imkanı buldum, diğer sezon Haliç’e transfer oldum. Haliç’in ligde kalmasını sağladık. Mehmet Çelik Hoca’nın tavsiyesi ile Güzelce’ye geldim. Ligde bu sezon ilk maçta çok şanssız bir mağlubiyet aldık ve sonra toparlandık. Bu sene kesinlikle hedefimize ulaşacağımızı düşünüyorum. Güzelce’yi hak ettiği yerlere hep birlikte getireceğiz. Hedefimizi 3. Lig, bize güvenen Sayın Başkanımız Tamer Cambaz ve değerli Yönetim Kurulu Üyesi büyüklerimizin yüzünü kara çıkartmayacağız.

Ali Sarıkata biraz da seni tanıtmak istiyoruz.16 Mart 1980 doğumluyum. Futbola ilk olarak Dobrucaspor’da başladım, sonrasında sırayla; Beşyüzevler, Rumelikavağı, Lüleburgazspor, Silivri Çantaköy, Beylikdüzüspor, Hadımköy, Tuzlaspor ve son olarak da Güzelcespor. 2 yıldır Güzelce’deyim. Şu anda takım kaptanlığı da yapıyorum. Defalarca Şampiyonluk yaşadım, 28 yaşındayım ve kendimi en iyi zamanımda hissediyorum, çok tecrübelerim oldu. Bu birikimlerimi Güzelce’de genç kardeşlerime olabildiğince aktarmaya çalışıyorum.
Saydığın bu takımlara dikkat ettiğimizde karşımıza sürekli Mehmet Çelik Hoca geliyor…
Mehmet Hoca’nın bizim üzerimizde çok büyük emekleri var. Eminim benim gibi bir çok futbolcu kardeşimizin yetişmesinde Mehmet Hoca’nın çok büyük emekleri var.

Güzelce’nin hedefleri nelerdir?
Hedefimiz kesinlikle 3. Lig. Biz inanıyoruz ve kendimize de çok güveniyoruz. Bu amacımıza bu sezon mutlaka ulaşmak istiyoruz. Bu sene çok transfer yaptık, sezon başı Gebze 1 ay kamp yaptık, her maç öncesi mutlaka Silivri ya da Selimpaşa’da kampa giriyoruz. Kadromuzda çok kaliteli isimler mevcut, teker teker sayalım da haksızlık olmasın, Cengiz, Sarımaden, İrfan Bekar, İlyas Serraç, Yasin Büyük, Tekin Adar, Melih Leblebici, Mithat Geyik, İlhan Vardarlı, Halil İbrahim Hayıroğlu, Hakan Akçay ve Hakan Şen, Göktuğ Er, Gökhan Gedik, Atakan Erkek, Emre Yavuzkal, Eren Yılmaz, Yılmaz Beyaz ve Tarık Yılmaz
Kaptana yakışır şekilde bir liste verdin bize sevgili Ali…
Grubumuzda çok kaliteli takımlar var. Kağıthane Güllüoğlu, Bakırköy, bu hafta mağlup ettiğimiz Albayrak, Çengelköy, Küçükçekmece… Kesinlikle İstanbul Süper Amatör’ün en zor grubu. Şu anda sıralamada 5. sırada olabiliriz ancak bu haftaki Bakırköy maçını kazandığımız takdirde, seri galibiyetlere devam edeceğimizi düşünüyorum. İlk maçta Fikirtepe Dumlupınarspor önünde tahmin etmediğimiz bir mağlubiyet aldık, ancak hemen toparlandık. Haftanın 5 günü antrenman yapıyoruz, Hocamız Adnan Toros çok farklı, her futbolcu ile yakından ilgileniyor, en ufak sorunumuzda gerek Adnan Hocaya gerekse Mustafa Hoca’ya rahatlıkla gidip, konuşabiliyoruz, tabii benim takım kaptanı da olmam sebebiyle, futbolcu kardeşlerim ile Hocamız arasındaki köprüyü en iyi şekilde sağlamak zorundayım.

Albayrak maçını izlerken biz tribünde çok keyif aldık, sen maçı nasıl değerlendireceksin?
Hocamız bize sürekli ‘oynadığınız futboldan sizler de keyif alın’ diyor. Genç bir ekibiz, ancak çok tecrübeli arkadaşlarımız da var. Ben Albayrak maçı öncesinde çok ağır bir grip geçirdim, ancak sahaya çıkıp, arkadaşlarımı yalnız bırakmamam lazımdı. Takımdaki herkes fedakarlık yapmalı, ben kaptansam ben diğer arkadaşlarımdan iki misli fedakarlık yapmalıyım. Bize verilen emeklerin karşılığını vermeliyiz. Aldığımızı helal etmemiz lazım. Albayrak takımı çok iyi, genç bir takım, kaliteli kadroları var, kaliteli Hocaları mevcut, onlar da kesinlikle başarılı olacaktır diye düşünüyorum. Bu maç bizim için çok önemliydi, bir arkadaşımızın (Hakan) kafası yarıldı, Sağlık Ekibimiz “oynama” deki ama bu kardeşimiz çok büyük fedakarlık göstererek oyuna devam etti, çok da başarılı oldu. Takımdaki herkes olabildiğince başarılı oldu diyebilirim, özellikle Tekin ve Cengiz. Cengiz kardeşimiz bir önceki maçta sakatlanmıştı, o halde çıkıp oynadı, 2 gol attı. Güzelce’de çok iyi bir ortam var, birçok futbolcu kardeşimiz ile daha önce başka kulüplerde de birlikte oynadık, birbirimizi iyi tanıyoruz. Yeni gelenler de hemen uyum sağladılar.
Grubunuzda diğer takımlar hakkında yeterince bilgi sahibi misiniz? Oyun sistemleri, kadroları vb. gibi...
Yerel Futbol sitesi sağolsun… Bize yeterince desteği veriyor zaten (Gülüyorlar). Kağıthane Güllüoğlu için iyi diyorlar, Küçükpazar’ın birkaç futbolcusu ve eski hocası da orada. Kağıthane ve Bakırköy bizim en büyük rakiplerimiz olur diye düşünüyorum. Küçükçekmece, Çengelköy, Paşabahçe de zor rakipler, Erokspor ile Sütlüce’de oynayacağımızı da unutmamak lazım, çok ufak bir saha, sonuç almak zorlaşıyor o sahada.

İkinize birden ileriki yıllarda hedefiniz nedir diye sormak istiyorum.
Ali: Benim ilk hedefim Güzelce ile birlikte Profesyonel olmak, sonrasında mutlaka Antrenör olarak Türk Futboluna hizmet vermeyi düşünüyorum. Özellikle de alt yapılarda çalışıp, futbola yeni başlayan miniklere doğru bildiklerimi en güzel şekilde öğretmeyi hedefliyorum.
Cengiz: Kısa vadede Güzelce’yi 3. Lige çıkartmak.

Hakemler ile ilgili sormak istiyorum, bu konuda şikayetiniz var mı?
Ali: Bizim işimiz Hakemlerle değil ancak geçtiğimiz sene Hakemler daha iyiydi. Bu sene biraz farklı, mesela maça Klasman Hakemi atıyorlar, yardımcıları ise çok acemi oluyor. Ben Süper Amatör maçlarının tümüne Klasman Hakemi çıksın istiyorum. Oyun kurallarını ben de bir Hakem kadar iyi biliyorum, mesela 4. Kural’da oyuncular tekmeliklerini tozluk ile örtmelidir diye yazıyor ama Hakem maçta başlıyor baskı yapmaya; “kaptan at formanı içeri” Hocam böyle iyi diyorsun, “sarı kart veririm sok formanı içeri” diyor tekrar. Ben de kuralı biliyorum desem yiyeceğim kartı biliyorum. Mesela kart verirken şak diye suratına vuruyorlar, küfür eder gibi… Bu yanlış bence. Bir de bizi azarlamalarına çok kızıyorum, bizler çocuk değiliz, hakemler de bizim hocamız değil, hakemin dili kartlarıdır. Ver kartını, ben yerime geçeyim.
Cengiz: Geçtiğimiz sezon Haliç’de oynarken Kuştepe ile Bulvar Stadında oynadığımız bir önemli bir erteleme karşılaşması vardı. Hakem Hüseyin Göçek’ti. Görür görmez saygı duyuyorsun, ne verirse “eyvallah Hocam” diyorsun, kaliteli, işini ciddi yapıyor, futbolcu ile diyalogu çok iyi, yanına gidiyorsun “Hocam lütfen” diyorsun, hemen ismini söylüyor, “tamam Cengiz, lütfen yerine geç kardeşim yerine” diyor. Hakemin kıyafeti ile olacak her şeyden önce, Hakem benden iyi giyinecek, şortu, koncu çamurlu olmayacak, adı üstünde Hakem olacak, her şeyden önemlisi ise hakemler futbolu bilecek. Ben maçım olmayınca başka maçları da izlemeye gidiyorum, özellikle minik ve miniminik maçları çok keyifli oluyor, ne hakemler görüyorum, burada anlatsam gülme krizine tutulursunuz.

Son olarak bu röportajı okuyanlara ortak bir mesajınız olacak mı?
Öncelikle sitesinin yöneticisine teşekkür ediyoruz. Çok faydalı bir site, tanıdığımız herkes tüm Amatör bilgileri bu site sayesinde öğreniyor. Rakiplerimize başarılar diliyoruz, Fair Play her şeyden daha önemli. Herkes bir amaç uğruna mücadele ediyor, bazen kazanıp, bazen kaybedeceğiz, önemli olan her türlü sonucu sükunetle karşılamak. Hakemlere başarılar diliyoruz, onların da işi çok o zor. Saha Komiserleri ağabeylerimize, Temsilci ve Gözlemci büyüklerimize de başarılar diliyoruz. 3 önemli şey daha var başarı dileyip, teşekkür edeceğimiz; ilk olarak tüm Amatör veya Profesyonel Kulüplerinin Başkan ve diğer ilgili Yöneticilerine… Evlerine götürecekleri yemeği, çocuklarına verdikleri sevgiyi, ailelerine ayıracakları zamanı bizimle paylaştıkları için. Bizimle sevinen, bizimle üzülen, ailesinden daha fazla bizimle birlikte olan, bizim mutluluğumuzla mutlu olan, hüznümüzle hüzünlenen, bizim yüzümüzden işinden olan, bize verdiği emeklerinin karşılığını asla beklemeyen, gerçek futbol emekçisi olan tüm Hocalarımıza da ayrıca teşekkür ediyoruz. Son olarak da tüm seyircilerimize mesajımız olacak; futbol sizinle güzel, lütfen ailenizle birlikte tribünlerdeki yerlerinizi alın, siz olmadan futbolun da keyfi olmuyor.