
YAZI: ENGİN AKIN
Şöyle bir arşiv turu yaptım… Tüm gelişmeler gözümün önünden bir film şeridi gibi geçti… Öncelikli ve ağırlıklı olarak Silivrispor’u işlemişim, her nedense… Fakat tüm uğraşlara rağmen vatandaşın kulübe, organizasyonlara, açılışlara ilgisini, katılımını sağlamayı becerememişiz… Gelişmeleri irdelesem kulüp bu dönemde profesyonel ligle mutlaka çıkacak parolasıyla yola çıkarken, yönetime talip olanlar da yüz milyarlık teminat şartı aranması kulübün yönetici ve üye profilini değiştirmiş. Bu polemik olumsuz etki yapmıştı zamanında… Tüm imkanlar zorlanarak kulübün şartları iyileştirildi, iyi kadrolar kuruldu hedefler büyüdü. İyi sonuçlarda alındı zaman zaman, fakat sonuca ulaşılamadığı gibi camiayla bağlar zayıflatıldı ve kopma noktasına getirildi… Bazı yöneticilerin kulüp üzerinden iş, bazılarının da iş yeri sahibi olması, takımı profesyonel lige çıkartacak diye yüksek rakamlara transfer edilen oyuncuların bir kısmının yakınlarıyla birlikte belediye veya ilgili kuruluşlarda işe alınarak yakın çevrenin istihdam sorununun çözülmesi daha çok konuşuldu, spor ve siyaset camiasında…
Güç birliği yaparak daha iyi olacak diye başlayan sezonun daha başında ortaya çıkan ama bir şekilde gündemden kaçırılan rezillikler neticesinde son haziran kongresine gelindi…
“Geleceğe yön vermek isteyenlerin geçmişe iyi bakması lazım” ifadesiyle Başkan bu kongreye de damgasını vurdu… Bu bir gaf mıydı? İtiraf mıydı? Yoksa bir uyarı mıydı? Tam olarak anlaşılamadı… Merak edip soran olmadığı için olsa gerek bu ifadenin açılımı da yapılmadı…
Silivrispor için çok daha iyisini kimseye bağlı kalmaksızın yapabilecek çok daha güçlü bir liste olmasına rağmen VETERANLARA ENDEKSLİ bu günkü yönetim ilginç bir şekilde göreve getirildi…
Bunlara birde Silivri Kulüpler Birliğiyle, kulüp temsilcilerinin İASKF seçimindeki fonksiyonları ve amacının dışına çıkarak yurt dışı seyahatlerinde ÇAKMA VETERANLARLA şişirilen VETERAN yapılanmasının spor kamuoyunda oluşturduğu tahribatı ekleyecek olursak değişimin pek hayırlı sonuçlar vermediğini, insanların bu konulardan olumsuz etkilendiği fikri ağırlık kazanıyor… Yoksa tüm bölge için çok önemli bir kazanç olan yeni tesislerin açılışına bile insanların ilgi göstermemesi, katılımın az olmasının altında başka ne sebepler olabilir? Bu tesisin nasıl kullanacağı, bazı bölümlerini kimlerin işleteceği söylentileri de insanları etkilemiştir belki… Başkaları farklı nedenlere bağlayarak değişik sonuçlar üretebilir ama yakın tarihteki bu gelişmeler birbirine eklendiğinde spor kamuoyunda bir mutsuzluk bir sıkıntı olduğu kanaati yaygındır…
Dolayısıyla giderilir mi, nasıl düzelir bilemem ama bir kopukluk olduğu kesin… Kulübün sezon açılışında da benzer görüntüler tekrarlandı. İlgi coşku az olmasına rağmen konuşmalar temenniler güzeldi ancak en güzeli kulübe mali külfeti olmadan il ve yurt genelinde şampiyonluklar kazanan miniklerle, tekvandocuların varlığıydı… Oyuncuların kategorisi ne olursa olsun kalabalık bir grupla açılışa katılan Galatasaray’ı ağırlamak elbette iyidir… Başlangıçlar önemlidir. Bir iş nasıl başlarsa öyle gider denilir… Galatasaray ile başlamak ciddi bir çalışma sinyalleri veriyor diye düşünürken Galatasaray’ı getirenler hakem getirmeyi unutmuşlar… İdman yeleği giymiş iki küçük çocuğun eline bayrakları tutuşturarak iki maçla da Mehmet Çaylak’a eziyet ettiler… Tam saha gidip gelen yan hakem görüntüsü trajikomik oldu… Çocukların kural bilgisi buysa eğer o altyapı ne iş yapar?
Rakip Galatasaray… Belediye Başkanı tribünde, protokol yerinde, iyi kötü seyirci de var.
Ama kılık kıyafetiyle, kural bilgisiyle maçı yönetecek iki üç kişi yok… Bu basit çok küçük bir aksaklık gibi düşünüle bilinir ama aslında çok önemli bir prestij, imaj, mantalite sorunudur… Belki de heyecandan bildiği kuralları unutan çocuklara haksızlık, katılanlara da saygısızlıktır…
Hakem derneğinin komitesinin 7/24 kulüplerin hizmetinde olduğunu bilmez ya da beceremezseniz işte böyle bir çuval incirden olursunuz… Kimsenin içinde kötülük yok biliyorum ama bu yapılandan ciddi bir program önemli başarılar beklemek fazla iyimserlik olur…
Bilindiği üzere Silivrispor kampa gitti ve geldi. Bu kamp muhabbeti üzerine fazla detaylıca yazım olmadı. Okuyucularımdan özür dilerim… Öncelikle bilinmesini isterim ki gün geçtikçe kampla ilgili birçok duyum almaktayım. Birincisi takımın kampta olduğu zamanda kamptan kaçan iki sorumlu yönetici hakkında. İkincisi ise takımın kamp yaptığı otelin karşısındaki bakkaldan pazarlıkla temin ettiği içme suyu meselesi var. Bunlara yarın değineceğim. Unutmadan en önemli etkeni unutuyordum. Kamp yapılan otelin aşçısı ile telefonda görüştüm ve takımın neden zehirlendiğini öğrendim. Bu ve bunun gibi tüm duyumlarımı yarın buradan sizlerle paylaşacağım. İyi günler dilerim…
Şöyle bir arşiv turu yaptım… Tüm gelişmeler gözümün önünden bir film şeridi gibi geçti… Öncelikli ve ağırlıklı olarak Silivrispor’u işlemişim, her nedense… Fakat tüm uğraşlara rağmen vatandaşın kulübe, organizasyonlara, açılışlara ilgisini, katılımını sağlamayı becerememişiz… Gelişmeleri irdelesem kulüp bu dönemde profesyonel ligle mutlaka çıkacak parolasıyla yola çıkarken, yönetime talip olanlar da yüz milyarlık teminat şartı aranması kulübün yönetici ve üye profilini değiştirmiş. Bu polemik olumsuz etki yapmıştı zamanında… Tüm imkanlar zorlanarak kulübün şartları iyileştirildi, iyi kadrolar kuruldu hedefler büyüdü. İyi sonuçlarda alındı zaman zaman, fakat sonuca ulaşılamadığı gibi camiayla bağlar zayıflatıldı ve kopma noktasına getirildi… Bazı yöneticilerin kulüp üzerinden iş, bazılarının da iş yeri sahibi olması, takımı profesyonel lige çıkartacak diye yüksek rakamlara transfer edilen oyuncuların bir kısmının yakınlarıyla birlikte belediye veya ilgili kuruluşlarda işe alınarak yakın çevrenin istihdam sorununun çözülmesi daha çok konuşuldu, spor ve siyaset camiasında…
Güç birliği yaparak daha iyi olacak diye başlayan sezonun daha başında ortaya çıkan ama bir şekilde gündemden kaçırılan rezillikler neticesinde son haziran kongresine gelindi…
“Geleceğe yön vermek isteyenlerin geçmişe iyi bakması lazım” ifadesiyle Başkan bu kongreye de damgasını vurdu… Bu bir gaf mıydı? İtiraf mıydı? Yoksa bir uyarı mıydı? Tam olarak anlaşılamadı… Merak edip soran olmadığı için olsa gerek bu ifadenin açılımı da yapılmadı…
Silivrispor için çok daha iyisini kimseye bağlı kalmaksızın yapabilecek çok daha güçlü bir liste olmasına rağmen VETERANLARA ENDEKSLİ bu günkü yönetim ilginç bir şekilde göreve getirildi…
Bunlara birde Silivri Kulüpler Birliğiyle, kulüp temsilcilerinin İASKF seçimindeki fonksiyonları ve amacının dışına çıkarak yurt dışı seyahatlerinde ÇAKMA VETERANLARLA şişirilen VETERAN yapılanmasının spor kamuoyunda oluşturduğu tahribatı ekleyecek olursak değişimin pek hayırlı sonuçlar vermediğini, insanların bu konulardan olumsuz etkilendiği fikri ağırlık kazanıyor… Yoksa tüm bölge için çok önemli bir kazanç olan yeni tesislerin açılışına bile insanların ilgi göstermemesi, katılımın az olmasının altında başka ne sebepler olabilir? Bu tesisin nasıl kullanacağı, bazı bölümlerini kimlerin işleteceği söylentileri de insanları etkilemiştir belki… Başkaları farklı nedenlere bağlayarak değişik sonuçlar üretebilir ama yakın tarihteki bu gelişmeler birbirine eklendiğinde spor kamuoyunda bir mutsuzluk bir sıkıntı olduğu kanaati yaygındır…
Dolayısıyla giderilir mi, nasıl düzelir bilemem ama bir kopukluk olduğu kesin… Kulübün sezon açılışında da benzer görüntüler tekrarlandı. İlgi coşku az olmasına rağmen konuşmalar temenniler güzeldi ancak en güzeli kulübe mali külfeti olmadan il ve yurt genelinde şampiyonluklar kazanan miniklerle, tekvandocuların varlığıydı… Oyuncuların kategorisi ne olursa olsun kalabalık bir grupla açılışa katılan Galatasaray’ı ağırlamak elbette iyidir… Başlangıçlar önemlidir. Bir iş nasıl başlarsa öyle gider denilir… Galatasaray ile başlamak ciddi bir çalışma sinyalleri veriyor diye düşünürken Galatasaray’ı getirenler hakem getirmeyi unutmuşlar… İdman yeleği giymiş iki küçük çocuğun eline bayrakları tutuşturarak iki maçla da Mehmet Çaylak’a eziyet ettiler… Tam saha gidip gelen yan hakem görüntüsü trajikomik oldu… Çocukların kural bilgisi buysa eğer o altyapı ne iş yapar?
Rakip Galatasaray… Belediye Başkanı tribünde, protokol yerinde, iyi kötü seyirci de var.
Ama kılık kıyafetiyle, kural bilgisiyle maçı yönetecek iki üç kişi yok… Bu basit çok küçük bir aksaklık gibi düşünüle bilinir ama aslında çok önemli bir prestij, imaj, mantalite sorunudur… Belki de heyecandan bildiği kuralları unutan çocuklara haksızlık, katılanlara da saygısızlıktır…
Hakem derneğinin komitesinin 7/24 kulüplerin hizmetinde olduğunu bilmez ya da beceremezseniz işte böyle bir çuval incirden olursunuz… Kimsenin içinde kötülük yok biliyorum ama bu yapılandan ciddi bir program önemli başarılar beklemek fazla iyimserlik olur…
Bilindiği üzere Silivrispor kampa gitti ve geldi. Bu kamp muhabbeti üzerine fazla detaylıca yazım olmadı. Okuyucularımdan özür dilerim… Öncelikle bilinmesini isterim ki gün geçtikçe kampla ilgili birçok duyum almaktayım. Birincisi takımın kampta olduğu zamanda kamptan kaçan iki sorumlu yönetici hakkında. İkincisi ise takımın kamp yaptığı otelin karşısındaki bakkaldan pazarlıkla temin ettiği içme suyu meselesi var. Bunlara yarın değineceğim. Unutmadan en önemli etkeni unutuyordum. Kamp yapılan otelin aşçısı ile telefonda görüştüm ve takımın neden zehirlendiğini öğrendim. Bu ve bunun gibi tüm duyumlarımı yarın buradan sizlerle paylaşacağım. İyi günler dilerim…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder