TFF'nin aslında ciddi bir kaynağı kulüplere aktardığına, ancak ihtiyaçlar ve kadın futbolunun yayılımı karşısında bu miktarın yetersiz kaldığına geçen yazıda değinmiştik. Bugün biraz kaynağın çeşitlendirilmesindeki sorunlara organizasyon yapısı üzerinden yaklaşalım.
TFF okullara uzak
İlk önce kadın futbolunun spor hiyerarşisi içindeki yerine bakmak gerek. Türkiye'nin altmış civarındaki federasyonu Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteriyor. Devlet kurumu olarak işleyen bu federasyonlar devlet imkanlarına uzanmakta göreceli de olsa bazı rahatlıklara sahipler. Kadın futbolunun önemli bir dayanağı olan okul sporlarının da bu bünyede olduğunu not edelim. Kadınlardaki altyapı gelişiminin önündeki en önemli engellerden birisi bu ayrışma. Okul sporları ile TFF arasında çıplak gözle görülebilen bir koordinasyonun olmaması yeni kız sporcu yetişmesi önündeki önemli engellerden birisi.
Özerklik ticari yaklaşıma yol açıyor
TFF özerk bir yapıya sahip olmanın ayrıcalığını, ve bunun getirdiği acıyı yaşıyor. Futbolun özerk yapısı asimetrik biçimde futbol endüstrisinin vitrini olan üst düzey lig ve üst düzey milli takımlar için çalışıyor. Bu ilgi alt liglere, bölgesel amatör lige gittikçe azalıyor. Amatörlere kırıntılar kalırken altyapı ligleri ise kendi kendine ne kadar dönebilirse, işte ancak o kadar oluyor. UEFA'nın ve FIFA'nın bir şirket mantığı ile yürütüldüğü ve futbol endüstrisinin ciro artışının futbol gelişimi ile eş anlamlı görüldüğü herkesçe biliniyor. TFF ise bu global şirketin yerli temsilcisi konumunda. Doğal olarak da işin sosyal yönü uluslararası şirketlerin kurumsal ilişkiler departmanlarının programları tadından öteye geçmekte zorlanıyor.
Kadın futbolunda yeterli çalışan yok
Özerklik ticari yaklaşıma yol açıyor
TFF özerk bir yapıya sahip olmanın ayrıcalığını, ve bunun getirdiği acıyı yaşıyor. Futbolun özerk yapısı asimetrik biçimde futbol endüstrisinin vitrini olan üst düzey lig ve üst düzey milli takımlar için çalışıyor. Bu ilgi alt liglere, bölgesel amatör lige gittikçe azalıyor. Amatörlere kırıntılar kalırken altyapı ligleri ise kendi kendine ne kadar dönebilirse, işte ancak o kadar oluyor. UEFA'nın ve FIFA'nın bir şirket mantığı ile yürütüldüğü ve futbol endüstrisinin ciro artışının futbol gelişimi ile eş anlamlı görüldüğü herkesçe biliniyor. TFF ise bu global şirketin yerli temsilcisi konumunda. Doğal olarak da işin sosyal yönü uluslararası şirketlerin kurumsal ilişkiler departmanlarının programları tadından öteye geçmekte zorlanıyor.
Kadın futbolunda yeterli çalışan yok
Kadın futbolu TFF içinde Gelişim Ligleri birimi bünyesinde yer alıyor. Gelişim liginin ne demek olduğunu, TFF'nin herhangi bir şeyi geliştirme stratejisinin olup olmadığını bir yana bırakalım şimdilik. Kadın futbolu için UEFA'ya bildirilen, zamanının bir kısmını buraya harcayan TFF çalışanı sayısı üç. Ancak bu üç kişi hem kadın futbolunu yönetirken, hem de plaj futbolunu, hem futsalı hem de "Nike" halı saha ligini yönetiyorlar. İşin açıkçası Türkiye'de kadın futbolu 0,75 kişi ile çevirilmeye çalışıyor. Komşu Yunanistan'da dokuz, bu işte örnek alınması gereken Almanya'da 35 kişi olduğunu da saptayalım, ki geçenlerde oynadığımız Almanya milli maçının sonucu daha iyi anlaşılabilsin.
TFF gündeminde kadınlar çok gerilerde
TFF gündeminde kadınlar çok gerilerde
Gelişim ligleri TFF yönetim kuruluna amatörlerden sorumlu yönetim kurulu üyesi Ali Düşmez ile bağlanıyor. Ali Düşmez geçtiğimiz yıl başkanı olduğu İstanbul ASKF tarafından organize edilen Minik Kız Futbol Ligi sonrasında kadın futboluna kayda değer bir ilgi gösteriyor. Hatta ASKF bünyesinde İstanbul kadın futbolunun gelişmine odaklanan bir komisyon dahi kurdu. Ancak Ali Düşmez de bunun yanı sıra ikinci lig, üçüncü lig ve bölgesel amatör lig sorumlulukları taşıdığı için yine tek bir kişinin üzerine çok fazla yük biniyor. Zaten sadece ayda bir toplanan TFF yönetiminde kadın futbolu konusunda detaylı görüşmelere zaman olabileceğini düşünmek de fazlasıyla iyimser. Bu durumda da UEFA isteklerini tatmin açısından, mevcut sistemin yürütülebilmesi için gerekenlerin ancak en az düzeyde yapıldığı bir yapıya dönüşüyor kadın futbolu. O kadar ki, örneğin UEFA'nın kendi raporlarında yakından takip ettiği eğitim faaliyetlerinin Türkiye ayağı olan Kız Futbol Eğitim Merkezleri onayı, hazırlığı gayet basit olmasına karşın bir türlü çıkamıyor yönetimden.
Pazarlama anlayışı değişmeli
Pazarlama anlayışı değişmeli
Kulüplerin dilinden düşmeyen sponsorluk konusunda ise söz TFF Pazarlama biriminde. Bu birim de büyük projelere öncelik verebilmek için ana sponsorlar yaklaşımı ile çalışıyor. Örneğin 13 ve daha küçük yaş grubunu paket olarak Ülker sponsorluğuna veriyor. Başka bir kurum, bir tarafından sponsorluğa girmek istediğinde paket engeline takılıyor. Bölünüp paylaştırılamadığı için ise tek sponsorun uygulamak istediği kadar bir destek olabiliyor kadın futbolu özelinde. Geçtiğimiz yıl bu iki kız futbol köyüne denk geldi. Kadın futbolu sponsorluğu genelden ayrılmadan, TFF pazarlama departmanının yıllık hedeflerine ise kadın futbolunun pazarlanması konulmadan TFF kaynaklı fon üretimi olması mümkün gözükmüyor.
TFF dışında fon yaratılması sonraki bir yazının konusu olsun. Arada bir milli takımlara değinip döneceğiz.
TFF dışında fon yaratılması sonraki bir yazının konusu olsun. Arada bir milli takımlara değinip döneceğiz.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder