Süper Amatör ligi 14. Hafta ve 1. Amatör ligi 13. hafta maçları bu hafta biraz farklı biçimde oynandı / oynanacak. Bu haftaki bültene bakanlar Açıköğretim sınavları olduğundan maçların farklı gün ve saatlerde oynanacağını gördüler. Bazıları sızlandı bazıları sevindi.
Kimisi öğrenciler için iyi oldu dedi. Kimisi çalışanlarım var nasıl izin alacaklar diye dert yandı. Herkes farklı bir şekilde yorumladı. Herkes kendi hesabına nasıl geliyorsa öyle değerlendirdi. Ona göre de yorum yaptılar. Sınava girecek sporcusu olanlar farklı değerlendirdi. Sınava girecek sporcusu olmayanlar farklı değerlendirdi. Kulüpler, Taraftarlar, Futbol İl Temsilciliği, İl Hakem Kurulu, Gözlemciler Kurulu, Stad Müdürleri ve Saha görevlileri farklı farklı değerlendirdiler. Herkes kendi menfaatine nasıl geliyorsa öyle değerlendirmelerde bulundu. Sporun, Eğitim ve Öğretimin önemli olduğunu, ikisinin bir arada yürümesi gerektiğini her zaman söyleriz. Ama bu dengeyi bir türlü sağlayamayız. Önümüze basit bir sınav olayı çıktı. Hemen başladık sızlanmaya , diğerlerini suçlamaya, böyle durumlar olduğunda menfaatimiz neyi gerektiriyorsa öyle konuşmaya ve yorum yapmaya başlarız.
Gelin isterseniz biraz empati yapalım. Nasıl mı? Mesela kulüplerimiz kendilerini Futbol il temsilciliğinin, İl hakem kurulunun Gözlemciler kurulunun yerine koysunlar. Futbol il temsilciliği, İl hakem kurulu, Gözlemciler Kuruluda kendilerini kulüplerin yerine koysunlar. Nasıl bir durum ortaya çıkardı. Kulüpler; Okuyan, çalışan topçum var diyor. Futbol İl temsilciliği program sıkışık erteleme şansım yok diyor. İl hakem kurulu bendede sınava giren hakemler var diyor. Gözlemciler kurulu bizde de çalışanlar var diyor. Her tarafı ile sorun dolu olan bu durumu en az sorunla nasıl çözeceğiz. Aslında çok kolay. Hadi sende diyenleri duyar gibi oluyorum. Bu kadar sorunu çözmek o kadar kolay olur mu? Tabi ki olur. Hepimiz sorunun bir tarafından tutarsak çok kolay bir şekilde çözülür. Ama hepimiz bir ucundan çekersek bir yerde kopacaktır. Koptuğunda elimizde kalan parça canımızı acıtacaktır. Onun için çekip koparmaya değil bir ucundan tutmaya çalışmalıyız.
Bu sorun nasıl çözülürdü. Acizane bir fikir olarak şunları diyebilirim. Süper Amatörde haftada 47 maç var. Işıklandırması yeterli olan 10 tane saha belirlenir. Bu sahalara Cuma ve Pazartesi günleri akşam 18.00 ve 20.00 (6-8) saatlerine iki maç konulurdu. 40 maç eder. Diğer 7 maçı ise sınavı olmayan kulüplerimiz tespit edilir ona göre maçları verilirdi. Bütün kulüplerin sınavı var ise 3 stada daha maç verirdin olurdu. 1.Amatöre gelince haftada yaklaşıl olarak 80 maç oynanıyor. Cuma, Cumartesi, Pazar ve Pazartesine 10-14 tane Stat ayarlandı mı her güne yukarıdaki saatler arasında maçları verdin mi bu sorunda çözülmüş olur. Bunu daha uygun şekle getirerek düzeltmeler yapılabilir. Çeşitli varyasyonu olabilir. Böylece birçok sorunu ortadan kaldırmış olursun. Hafta sonunun bültendeki şekilde düzelttiğin zaman Cuma ve pazartesine gününe maçları olanlara birçok sorun çıkarırsın. Bu seferde onlar şikayet ederler. Böylece sorun sorun üzerine gelir. Yukarıdaki gibi program olsaydı amatörlerde gece maçı oynamış olurlardı. Gece maçı mutluluğunu yaşamış olurlardı. Hem de birçok sorun ortadan kalkmış olurdu.
Amacımız bekçi dövmek değil üzüm yemek.
YAZI : YUNUS EMRE
Kimisi öğrenciler için iyi oldu dedi. Kimisi çalışanlarım var nasıl izin alacaklar diye dert yandı. Herkes farklı bir şekilde yorumladı. Herkes kendi hesabına nasıl geliyorsa öyle değerlendirdi. Ona göre de yorum yaptılar. Sınava girecek sporcusu olanlar farklı değerlendirdi. Sınava girecek sporcusu olmayanlar farklı değerlendirdi. Kulüpler, Taraftarlar, Futbol İl Temsilciliği, İl Hakem Kurulu, Gözlemciler Kurulu, Stad Müdürleri ve Saha görevlileri farklı farklı değerlendirdiler. Herkes kendi menfaatine nasıl geliyorsa öyle değerlendirmelerde bulundu. Sporun, Eğitim ve Öğretimin önemli olduğunu, ikisinin bir arada yürümesi gerektiğini her zaman söyleriz. Ama bu dengeyi bir türlü sağlayamayız. Önümüze basit bir sınav olayı çıktı. Hemen başladık sızlanmaya , diğerlerini suçlamaya, böyle durumlar olduğunda menfaatimiz neyi gerektiriyorsa öyle konuşmaya ve yorum yapmaya başlarız.
Gelin isterseniz biraz empati yapalım. Nasıl mı? Mesela kulüplerimiz kendilerini Futbol il temsilciliğinin, İl hakem kurulunun Gözlemciler kurulunun yerine koysunlar. Futbol il temsilciliği, İl hakem kurulu, Gözlemciler Kuruluda kendilerini kulüplerin yerine koysunlar. Nasıl bir durum ortaya çıkardı. Kulüpler; Okuyan, çalışan topçum var diyor. Futbol İl temsilciliği program sıkışık erteleme şansım yok diyor. İl hakem kurulu bendede sınava giren hakemler var diyor. Gözlemciler kurulu bizde de çalışanlar var diyor. Her tarafı ile sorun dolu olan bu durumu en az sorunla nasıl çözeceğiz. Aslında çok kolay. Hadi sende diyenleri duyar gibi oluyorum. Bu kadar sorunu çözmek o kadar kolay olur mu? Tabi ki olur. Hepimiz sorunun bir tarafından tutarsak çok kolay bir şekilde çözülür. Ama hepimiz bir ucundan çekersek bir yerde kopacaktır. Koptuğunda elimizde kalan parça canımızı acıtacaktır. Onun için çekip koparmaya değil bir ucundan tutmaya çalışmalıyız.
Bu sorun nasıl çözülürdü. Acizane bir fikir olarak şunları diyebilirim. Süper Amatörde haftada 47 maç var. Işıklandırması yeterli olan 10 tane saha belirlenir. Bu sahalara Cuma ve Pazartesi günleri akşam 18.00 ve 20.00 (6-8) saatlerine iki maç konulurdu. 40 maç eder. Diğer 7 maçı ise sınavı olmayan kulüplerimiz tespit edilir ona göre maçları verilirdi. Bütün kulüplerin sınavı var ise 3 stada daha maç verirdin olurdu. 1.Amatöre gelince haftada yaklaşıl olarak 80 maç oynanıyor. Cuma, Cumartesi, Pazar ve Pazartesine 10-14 tane Stat ayarlandı mı her güne yukarıdaki saatler arasında maçları verdin mi bu sorunda çözülmüş olur. Bunu daha uygun şekle getirerek düzeltmeler yapılabilir. Çeşitli varyasyonu olabilir. Böylece birçok sorunu ortadan kaldırmış olursun. Hafta sonunun bültendeki şekilde düzelttiğin zaman Cuma ve pazartesine gününe maçları olanlara birçok sorun çıkarırsın. Bu seferde onlar şikayet ederler. Böylece sorun sorun üzerine gelir. Yukarıdaki gibi program olsaydı amatörlerde gece maçı oynamış olurlardı. Gece maçı mutluluğunu yaşamış olurlardı. Hem de birçok sorun ortadan kalkmış olurdu.
Amacımız bekçi dövmek değil üzüm yemek.
YAZI : YUNUS EMRE
3 yorum:
Gece maçı yapılabilirliğini görmek istemiyorlar. Görmek isteyenleri her hafta cumartesi pazar Küçükçekmece Bld. Yeşilova Kemal Aktaş Stadına bekleriz...
klement doğru diyor kemal aktaşa gisinler bir çok gündz oynanan yerden daha iyi. ama bunu yapacak başaracak ekip yok.
Ya bırakalım artık bu sızlanmalar.Çok açık ve net olan birsey var yıllardır bizi il temsilciliğimiz yönetemiyor.Kusurabakmayında ben il temsilcisi olsam eyvallah sınav var kardeslerimiz sınava giriyor ok ama arkadas zaten amatör futbolu bitirdiniz koydugunuz gerek yaş kuralları gerek farklı kurallar ile turk futbolundaki amatör anlayışı bıtırdınız.Yahu adam zaten kulupten para kazanmıyor ustune bırde işinden yada ogunki okulundan oluyor.Akıl mantık işimi burda koskoca ıl temsılcılıgıne soruyorum o musabakaları 1 hafta erteleme ımkanınız veya sansını yokmuydu ? veya gece macı oynatamazmıydınız ?
Koskoca federasyonsun ama sen gerek spor yapanları gerek ogrencılerı okuyanları dusunmeden kafana göre maç verıyorsun profesyonel zihniyette olamayan amatör zihniyette bir federasyonumuz oldugu surece buda böyle süre gider.....
ENGİN BAZNA
Yorum Gönder