Bir Hakem’in onur mücadelesi… Burçin Sakallar, MHK’yi maç öncesi protesto ederek Hakemliği bıraktı.

 

Bugün İstanbul’da, Kağıthane Hasbahçe Stadında Kocasinan-Kartal Belediye takımları arasında oynanan maçta ilginç bir gelişme yaşandı. 9 yıllık İl Hakemi Burçin Sakallar, Merkez Hakem Kurulu’nun dün, tüm ülke genelinde bazı Hakemleri, Bölgesel Hakem ve Yardımcı Hakem olarak atamasının talimatları aykırı olduğunu ve alınan bu karar ile bir çok Hakem gibi kendisinin de mağdur edildiğini belirterek, maç öncesinde sahaya çıktı ancak maçı yönetmedi ve hazırladığı “Basın Bildirisini” okuyarak sahayı terk etti. Bu olay ile olarak tüm yaşananlar ve Hakemin okuduğu Basın Bildirisini haberin devamındadır.

Bugün İstanbul’da, Kağıthane Hasbahçe Stadında Kocasinan-Kartal Belediye takımları arasında oynanan maçta ilginç bir olay yaşandı. 9 yıllık İl Hakemi Burçin Sakallar, Merkez Hakem Kurulu’nu protesto ederek, yönetmesi gereken müsabakaya çıkmadı ve Hakemliği kendi isteği ile bıraktı.

İl Hakemi Burçin Sakallar ilk olarak takımların mağdur edilmemesi için trioyu oluşturarak, farklı renkte bir forma giyerek maç saatini beklemeye başladı. Maçın Gözlemcisi Hakan Aknam’a kendisini tanıtarak, “sahaya çıkacağını, takımlara açıklamasını yapıp, müsabakayı yönetmeyeceğini ancak bir önceki maçta görevli Hakemin görevi devralması ile birlikte trionun tamamlanacağını” belitti.

 

Gözlemci, bu ilginç gelişme üzerine, İstanbul İl Hakem Kurulu’na bilgi verdi, İl Hakem Kurulu Avrupa Yakası Üyesi Yaşar Filiz, Gözlemcinin telefonundan Hakem ile konuşmak istedi ancak Burçin Sakallar “benimle konuşmak isteyen Kurul, dün ilan edilen listeye adımı ilave ederdi” dedi.

Hakem sahaya çıktı, futbolcuları yanına çağırdı ve onlarla birlikte tribünlere yanaşarak, daha önceden hazırladığı metni okumaya başladığı sırada, maçın Gözlemcisi Hakan Aknam, Hakemin yanına gelerek, “müsabakayı ben devraldım” dedi. Bunu üzerine Hakem, “talimatlar gereği maçın başlamasına 2 saat kalıncaya dek TFF dahil hiçbir Kurumun, Hakemi görevden alamayacağını ifade ederek, Gözlemcinin yanından uzaklaşmasını istedi.

Hakem daha sonra tribünlere metni okudu ve tribünler bu esnada Hakeme destek verdiler; Hakem Burçin Sakallar konuşmanın sonunda, 9 yıldır onurlu bir şekilde, keyif alarak yapmış olduğu ve bugün sonlandırdığı Hakemlik görevi ile ilgili taraftarla, futbolcula ve Kulüp idarecileri ile helalleşerek oyun alanını terk etti.

Hakem Burçin Sakallar'ın Basın Bildirisi:

Sözlerime başlarken,

9 yıldır yağmurda, çamurda ve elverişsiz saha koşullarında birlikte Türkiye’deki sporun gelişmesine katkıda bulunan başta futbolcularımıza, kulüp idarecilerimiz, antrenörlerimiz ve biz hakemlere en çok katlanan kesim olan taraftarlarımıza saygılarımı iletiyorum.

Geçtiğimiz yılın Mayıs ayında yapılan “klasman belirleme sınavları” sonrasında ben ve yıllardır bu camiaya emek veren tecrübeli hakem arkadaşlarımın isimleri bölgesel liglere aday hakem listesine alınmıştır. Türkiye Futbol Federasyonu, şike soruşturması kapsamında Büyük kulüpler diye tabir edilen futbol kulüplerimiz ile ilgili yaptırımlardan nasıl kaçacağını düşünürken her zaman olduğu gibi biz emektar hakemleri geri plana atarak klasman listelerinde bir değişiklik yapmama yolunu tercih etmiştir.

Size çok enteresan bir konudan kısaca bahsedeceğim. Klasmana aday listesindeki tecrübeli hakemlerin yaşça en küçüğüyüm. Yani MHK’nin yaş için 27 yaşını doldurmuş hakemlerin listeye yazılmayacağı konusunda bu kuralı çıkarması için var olan tek hakemim. 10 ay sonra klasmanlar değişiyor ve ben 27 yaşımı doldurmuş oluyorum.  Düşündürücü. Listenin geri kalanındaki kardeşlerim hakemliğe bizlerden yıllar sonra başladılar. Mayıs ayında yapılan klasman listeleri geçerliliğini koruyor ise, bu listelerin yayınlanma tarihinde belirlenmiş klasman belirleme yöntem talimatına göre, klasmana yükselme yaşı 27 olmamaktadır. Dolayısıyla Yusuf Namoğlu ve kadrosu, tıpkı bundan yıllar önce Oğuz Sarvan MHK’sinin de düştüğü gibi yazılı olan talimatı kendi düşünceleri ve yandaşları için çiğneyerek büyük ve acınası bir yanılgıya düşmüşlerdir. Türk hakemliğinin başına, Türk hakemliğinin talimatlarını çiğneyen yöneticiler getirildikçe ve aynı yöneticiler görev yaptıkça başta Türk futbolu olmak üzere, Türk hakemliği de paralel doğrultuda ileri gitmeyecek hatta bugünümüzü arayacak durumlara geleceğiz. Bu ülke çok fazla kötü yönetici gördü, çok fazla niteliksiz yönetici gördü fakat futbolu bu kadar karıştıran, söylediklerinin arkasında durmayan bir yönetici topluluğunu ilk kez görmektedir.

Bu yönetici topluluğunun daha önceki icraatları da ortada. Bundan sonraki mücadelemi çiğnenen MHK talimatları üzerine ve kulüplerin kötü yöneticilerin yetiştiremediği masum genç hakemlerin iyi eğitim alarak asıl amaçlarını yerine getirmelerini sağlamaya çalışarak yapacağım. Bütün futbolcular, idareciler ve taraftarlar şunu bilmelidirler ki, müsabakalarınızı yönetmek için buraya gelen fakat futbol kurallarından bir haber olan, bayrak sallamayı ve düdük çalmayı bilmeyen hakemler bu konudaki sizlerden sonra en masum kişilerdir. Hakem ve futbol yöneticiliğine soyunup bu ülkenin hakemlerini yetiştiremeyen ve futbolunu yönetemeyen insanların icraatları sonucunda İstanbul İl Başkanı Sayın Yemen Ekşioğlu kulüpler ile biz hakemler arasında kalmaktadır. Sizlere sorarım şimdi; İngiltere gibi futbolda dünya lideri olan bir ülkenin tam 20 yıl önce “projenin boş çıkması sebebiyle” tasfiye ettiği “herkes için futbol” projesini ülkemizde uygulamak için ısrar edilmesinin sebebi nedir? Ülkemizdeki futbolun geri gitmesini sağlamak için FGM’ne 18 Bin TL maaş vermek yerine, hakem yetiştirmekle yükümlü olup hakemlere doğru dürüst eğitim veremeyen yöneticileri orada tutmanız ve futbolu bilmeyen insanları federasyonda görevlendirmeniz yeterli olacaktır. Böylelikle TFF’nin her ay 18 Bin TL gibi bir parası kasasında kalmış olur. Sayın başbakanımızdan ve spor bakanımızdan TFF’nin dosyalarının “tarafsız müfettişler tarafından”, TFF hukuk kuruluna bağlı tahkim kurulu ve uyuşmazlık çözüm kurulunun davalarının yüksek yargı mercilerince “tarafsız ve özel yetkilendirilmiş savcılarımızca” incelenmesi için kendilerini göreve davet ediyorum.

İl hakem kurulları, bölgesel hakem kurulları ve merkez hakem kurulları talimatları her TFF değişikliğinde gelen yöneticilerin iki dudağı arasında değişmeyecek şekilde yasalaştırılmalıdır.

Son olarak şu anda MHK İstanbul bölge sorumluluğu görevini yürüten (sayın demeye dilim varmasa da ailemden aldığım terbiye gereği) Sayın Yahya Diker’e sorarım;

Ey Yahya Diker,

İl Hakem Kurulunu göreve geldiğin günden beri değiştirmeye çalışan ama bir türlü sorumlusu olduğun bölgeye sözünü geçiremeyen sen

-          Hakemliğin tecrübeliler tarafından yapılması gerektiğini savunurken,

-          Daha gözlemciler temsilciler kurulunda görev yaptığınız sırada kendileri hakkında iyi düşünceleriniz olmadığını söylediğiniz insanlarla şimdi koltukta kalmak için yan yana dururken,

-          Göreve geldiğinizde ne olursa olsun kimseyi kayırmayacağınızı söyleyen siz,

-          Şimdi arkadaşlarınızın çocuklarının önünü açmak için eleştirdiğiniz kişilerle aynı davranışlarda bulunurken

-           

Yüzünüzün bir gram bile kızarıp kızarmadığını ve bizim yüzümüze bakarken içinizin nasıl rahat olduğunu çok merak ediyorum.

Gelişen bu olaylar ışığında 15 Temmuz 2003 günü almış olduğum bu kokartımı aldığım gün gibi tertemiz bırakıyorum. Üstleri başları leke dolu yöneticilerin var olduğu ve kulüplerimizin gelişememesi, taraftarlarımızın kaliteli futbol izleyememesi adına orada tutulacak olan, kaosun bitmemesi için hep var olacak olan yöneticilerin olduğu bir camiada hakemlik gibi kutsal bir görevi temiz bir şekilde buraya kadar getirebildim. Artık işimden, ailemden ve özel hayatımdan vazgeçerek iyi niyetlerine inanmadığım insanların yönettiği camiada onların başarılı görünmesi için çalışmayacağım. Bundan sonraki yaşamımı siz değerli kulüpçülerimizin bahsettiğim konulardan mağdur olmaması için, hakemliğime zarar getiremeyecekleri şekilde mücadele ederek geçireceğim.

İlk yönettiğim müsabakadan son yönettiğim müsabakaya kadar yanımda olan bütün hakem arkadaşlarıma, kulüp idarecilerimize, antrenörlerimize, değerli saha komiserlerimize, en yakınlarımız olan futbolcularımıza ve siz taraftarlarımıza eğer varsa hakkım sonuna kadar helal olsun. Görev sürem boyunca yaptığım her hatanın arkasında iyi niyetli bir şekilde durarak hakem olarak son düdüğümü çalarken sizlerden de haklarınızı helal etmenizi rica ederim. Saygılarımla…

HABER-FOTOĞRAF: ÖNER YIĞRIK
VE BURAK KURTULUŞ