
YAZI: ENGİN AKIN
Uzun zamandır bazen umutsuzluk bazen karamsarlıkla ama tamamen sadakatle bağlı olduğumuz hep heyecanla beklediğimiz Silivrispor’un muhteşem resmi geçidine şahit olduk hafta sonu. Mesut hoca ve talebeleri uzak bir diyardan zaferle ülkelerine dönen muzaffer bir ordu gibi gösterişliydiler. Kendilerini ve özlediği takımı sezon başından beri hasretle sahada görmek isteyen Silivrilimizin güzel insanlarına olağan üstü bir gün ve muhteşem bir maç seyrettirdiler. Teşekkürler…
Maçın başlama düdüğünden bitiş düğüne kadar oldukça tempolu rakibini hücum presle boğan sahayı rakiplerine dar eden Silivrispor’lu futbolcular maçın hemen başındaki istek, arzu ve kararlılıklarıyla gelecek farklı sonucu herkese ilan eder gibiydiler.
Takım içi yardımlaşma organizasyon çok iyiydi. Tempolu oyuna rağmen topu ayağına alan her futbolcu sakin bir şekilde en müsait arkadaşına pas atarak oyunun akıcılığını sağlıyordu. Bazen sözler yetersizdir yada benim sözlerim yetersizdir ya: İşte Silivrispor o kadar güzel bir oyun sergiledi ki anlatmak değil statta o anı izlemek yaşamak gerekirdi.
Böylesine başarılı bir oyunu analiz etmek ya da yorumlamak gibi boş bir çaba ve gereksiz gayretin içine girecek değiliz. Tüm futbolcuları, hafta için de futbolcuların maaşını ödeyen yönetimi ve her şeyden önemlisi kazanmak için Silivrispor’un iradesini taktiksel açıdan sahaya tam anlamıyla yansıtan Mesut Tonta hocamızı yürekten kutlarız.
Kimsenin kariyerine, emeğine ve kişiliğine herhangi bir lafımız eleştirimiz olmadı, olamaz da. Kendi penceremizden görebildiğimiz hata ve eksiklikleri yazdık tespit ettiğimiz sürece yazmaya da devam edeceğiz. Herkesin terine ve emeğine saygımız büyüktür ki: ter döken gerçekten emek harcayanların çabaları heba olmaz. Hocamıza duyduğumuz saygı ve sevgi büyüktür. Bize yakışan düşündüklerimizi söylemektir takdir kendisinindir. Günün en anlamlı olayı ise Silivrispor camiasının emektarı Kenan Baba’nın hastalığının unutulmamasıydı. Vefa kelimesinin unutulduğu bir dönemde camianın Kenan Babayı sahiplenmesi herkesi duygulandırdı.
Aslında sorulması gereken önemli bir soruyu sormadan da geçersek maçı yanlış anlamış oluruz: “Silivri’nin ilk on biri geçen hafta ki Haliç maçının ikinci yarısında ki kadronun bir oyuncu hariç hemen hemen aynısıyken bu denli oyun farkı nasıl oluştu?
Silivrispor sahaya çıktığında iki önemli saha içi değişikliği göze çarptı:
1- Silivrispor oyun taktiği olarak klasik 4-4- 2’ye dönmüştü.
2- Sağ kenarda sağbek görmeye alıştığımız Fatih oynuyordu.
Silivrispor saha içinde çağdaş futbolun gerektirdiği her şeyi layıkıyla yaptı. Bütün futbolcular görevlerini eksiksiz yerine getirdiler. Hep söylediğimiz oyuncu kalitesi de eklenince önemli bir fark geldi. Hatta daha dikkatli olunursa fark daha da açılabilirdi. Fatih çizgide başarılı bir oyun sergiledi. İkinci yarıda sağ çaprazdan ceza sahasında kaleciyi de çalımlayıp üst direkte patlayan şutuyla hücum zenginliğine yapacağı katkıya dair güzel sinyaller verdi.
Maça futbolcuların motivasyonu üst düzeydi. Geçen maçların yılgınlığı ve pasından üzerlerinde eser yoktu. Hafta içinde anladığımız ve bildiğimiz kadarıyla teker teker ilgilenildiği belli oluyordu. Futbolu sevmek ve insanları motive etmek gerçekten ciddi bir iş ve yetenektir herkes başaramaz. Bu başarı da gerçekten ama gerçekten emeği olanların gururlanması gerekir.
Futbolcularla ilgili yorum yapmayacağımı (sebebi malumunuzdur) daha önce ifade etmeme rağmen bu maçta bütün futbolcular çok iyi olmakla beraber üç ismi ayrıca anmadan geçmek haksızlık olur: Maçın başından çıktığı dakikaya kadar sahada basmadık yer bırakmayan takımının ilk iki golünü atarak rakibi adeta yıkan Atay… Takımı tam bir maestro gibi yöneten tempoyu ayarlayan hem savunma ve hem hücum da aldığı her topu olumlu kullanan Erkan… Görev aldığı kısa sürede iki gol atan ve bir de asist yapan İlhami…
Cumartesi günün en önemli kahramanı kısa sürede gerekli taktik ve saha içi değişlikleri yapan, oyunun her anında oyuncularını kenardan uyaran ve devamlı oyunun içinde olan Mesut Tonta hocamızdı…
Silivrispor’a olan sevgimi kimseye ispatlamak zorunda ve çabasında da değilim. Ama yanlış ve eksikleri eleştirmeye devam edeceğim. Silivrispor’un hala eksikleri var ama sabır ve zamanla düzelebileceğini bize ispatladılar. Yönetime değil ama oyunculara ve Mesut Tonta’ya güveniyoruz…
Saygılarımla…
Uzun zamandır bazen umutsuzluk bazen karamsarlıkla ama tamamen sadakatle bağlı olduğumuz hep heyecanla beklediğimiz Silivrispor’un muhteşem resmi geçidine şahit olduk hafta sonu. Mesut hoca ve talebeleri uzak bir diyardan zaferle ülkelerine dönen muzaffer bir ordu gibi gösterişliydiler. Kendilerini ve özlediği takımı sezon başından beri hasretle sahada görmek isteyen Silivrilimizin güzel insanlarına olağan üstü bir gün ve muhteşem bir maç seyrettirdiler. Teşekkürler…
Maçın başlama düdüğünden bitiş düğüne kadar oldukça tempolu rakibini hücum presle boğan sahayı rakiplerine dar eden Silivrispor’lu futbolcular maçın hemen başındaki istek, arzu ve kararlılıklarıyla gelecek farklı sonucu herkese ilan eder gibiydiler.
Takım içi yardımlaşma organizasyon çok iyiydi. Tempolu oyuna rağmen topu ayağına alan her futbolcu sakin bir şekilde en müsait arkadaşına pas atarak oyunun akıcılığını sağlıyordu. Bazen sözler yetersizdir yada benim sözlerim yetersizdir ya: İşte Silivrispor o kadar güzel bir oyun sergiledi ki anlatmak değil statta o anı izlemek yaşamak gerekirdi.
Böylesine başarılı bir oyunu analiz etmek ya da yorumlamak gibi boş bir çaba ve gereksiz gayretin içine girecek değiliz. Tüm futbolcuları, hafta için de futbolcuların maaşını ödeyen yönetimi ve her şeyden önemlisi kazanmak için Silivrispor’un iradesini taktiksel açıdan sahaya tam anlamıyla yansıtan Mesut Tonta hocamızı yürekten kutlarız.
Kimsenin kariyerine, emeğine ve kişiliğine herhangi bir lafımız eleştirimiz olmadı, olamaz da. Kendi penceremizden görebildiğimiz hata ve eksiklikleri yazdık tespit ettiğimiz sürece yazmaya da devam edeceğiz. Herkesin terine ve emeğine saygımız büyüktür ki: ter döken gerçekten emek harcayanların çabaları heba olmaz. Hocamıza duyduğumuz saygı ve sevgi büyüktür. Bize yakışan düşündüklerimizi söylemektir takdir kendisinindir. Günün en anlamlı olayı ise Silivrispor camiasının emektarı Kenan Baba’nın hastalığının unutulmamasıydı. Vefa kelimesinin unutulduğu bir dönemde camianın Kenan Babayı sahiplenmesi herkesi duygulandırdı.
Aslında sorulması gereken önemli bir soruyu sormadan da geçersek maçı yanlış anlamış oluruz: “Silivri’nin ilk on biri geçen hafta ki Haliç maçının ikinci yarısında ki kadronun bir oyuncu hariç hemen hemen aynısıyken bu denli oyun farkı nasıl oluştu?
Silivrispor sahaya çıktığında iki önemli saha içi değişikliği göze çarptı:
1- Silivrispor oyun taktiği olarak klasik 4-4- 2’ye dönmüştü.
2- Sağ kenarda sağbek görmeye alıştığımız Fatih oynuyordu.
Silivrispor saha içinde çağdaş futbolun gerektirdiği her şeyi layıkıyla yaptı. Bütün futbolcular görevlerini eksiksiz yerine getirdiler. Hep söylediğimiz oyuncu kalitesi de eklenince önemli bir fark geldi. Hatta daha dikkatli olunursa fark daha da açılabilirdi. Fatih çizgide başarılı bir oyun sergiledi. İkinci yarıda sağ çaprazdan ceza sahasında kaleciyi de çalımlayıp üst direkte patlayan şutuyla hücum zenginliğine yapacağı katkıya dair güzel sinyaller verdi.
Maça futbolcuların motivasyonu üst düzeydi. Geçen maçların yılgınlığı ve pasından üzerlerinde eser yoktu. Hafta içinde anladığımız ve bildiğimiz kadarıyla teker teker ilgilenildiği belli oluyordu. Futbolu sevmek ve insanları motive etmek gerçekten ciddi bir iş ve yetenektir herkes başaramaz. Bu başarı da gerçekten ama gerçekten emeği olanların gururlanması gerekir.
Futbolcularla ilgili yorum yapmayacağımı (sebebi malumunuzdur) daha önce ifade etmeme rağmen bu maçta bütün futbolcular çok iyi olmakla beraber üç ismi ayrıca anmadan geçmek haksızlık olur: Maçın başından çıktığı dakikaya kadar sahada basmadık yer bırakmayan takımının ilk iki golünü atarak rakibi adeta yıkan Atay… Takımı tam bir maestro gibi yöneten tempoyu ayarlayan hem savunma ve hem hücum da aldığı her topu olumlu kullanan Erkan… Görev aldığı kısa sürede iki gol atan ve bir de asist yapan İlhami…
Cumartesi günün en önemli kahramanı kısa sürede gerekli taktik ve saha içi değişlikleri yapan, oyunun her anında oyuncularını kenardan uyaran ve devamlı oyunun içinde olan Mesut Tonta hocamızdı…
Silivrispor’a olan sevgimi kimseye ispatlamak zorunda ve çabasında da değilim. Ama yanlış ve eksikleri eleştirmeye devam edeceğim. Silivrispor’un hala eksikleri var ama sabır ve zamanla düzelebileceğini bize ispatladılar. Yönetime değil ama oyunculara ve Mesut Tonta’ya güveniyoruz…
Saygılarımla…