Futbolu oynayan kişiler yani futbolcular bu işten para kazanınca profosyonel oluyor, gönül eğlendirince amatör oluyor.
Bizim için esas olan taraf olduğumuz takımın başarısıdır. Ama bunu isterken bazı kurallarında olduğunu unutmamamız gerekiyor.
Sizlere biraz eskileri (ama çok eskileri de değil) hatırlatmak istiyorum. Mecidiyeköy'de Ali Sami Yen Stadı'na, Dolmabahçe'de İnönü Stadı'na ve Kadıköy'de Saraçoğlu Stadı'na gidilirken aynı otobüsler, aynı dolmuşlar ve aynı gemiler kullanılırdı ve o zamanlar maç sonucu ne olursa olsun hiç bir sorun yaşanmadan evlere dönülürdü.
Hatta şu anda olduğu gibi bir evde birden fazla takım tutulduğunda evlerde olan şenlikler görülmeye değerdi.
Şimdilerde ise büyük takımların arasında oynanacak maçlardan evvel kendilerini tribün lideri ilan edenler bir araya gelip yemekler yiyip herkese iyi görünüyorlar ancak maç bitimindede istenmeyen bir sürü olaylar olabiliyor.
Futbolcu eğer bu işten para kazanıyorsa işini yaparken söylemlerine ve hareketlerine çok dikkat edecek, efendi FUTBOLCU olacak.
TARAFTAR ise taraf olduğu takımı destekleyecek, yendiğinde sevinmesini bilecek, yenildiğinde karşı tarafı tebrik edip susmasını bilecek.
Amatör dünyamızda, kimselerin emek harcayan, para harcayan ve etrafındaki insanlara spor yapma imkanı veren kişi yada kurumlara zarar vermeye hakkı yoktur. Futbolcu futbolculuğunu bilecek, taraftar taraftarlığını bilecek ki herkes emeklerinin karşılığını alabilsin.
Süper amatör lig play-off karşılaşmaları dilerim bu çerçevede geçer.
Herkes bilmeli ki şahsi bir yanlış hareket bir kulübü bağlar.
Bir sezon boyunca harcanan emeklerin karşılığının alınması dileği ile tüm takımlarımıza başarılar temenni ederim.
YAZI: OGÜN KOCA
1 yorum:
OGÜN BEY yazınız çok güzel ve yerinde sözler.umarım tüm sporseverler bu dileklere uyar ve BÜYÜK ÖNDER 'ATATÜRK'ün dediği gibi zeki temiz ahlaklı olunmaya gerçekten çaba gösterir.teşekkürler.
Yorum Gönder