Acıbademspor Kulübü Başkanı Oğuzhan Atagün "Bu kulübün amatörde oynamasını istemiyoruz, hedefimiz profesyonel lig. Allah ömür verirse, ya kazanarak yukarı çıkarak ya da bir takım satın alarak, bu takımı kesinlikle 3. Lig’de göreceksiniz" dedi.
Acıbademspor Kulübü Başkanı Oğuzhan Atagün’le röportajımızın ikinci kısmında “Sezon boyunca sizin de hatalarınız oldu mu, özeleştiri yapacağınız noktalar var mı?” diye sorduğumuzda şu yanıtı aldık:
“Elbette, sezon başında yapılanmamızı tam oturtamadık. Futbolculara da ederinden fazla para ve prim verdik. Aslında onların kazanmasını istedik. “Şu kulüp şunu veriyor, biz neden almıyoruz?” psikolojisine girmelerini istemedik. Nihai hedefimiz profesyonel lige çıkmak, amatörde kalmayı düşünmüyoruz. Futbolcularımızı da rahat ettirmek istedik ancak ödemeler konusunda Zeki Hoca’nın ayrılığı sonrası takımı toparlama adına attığımız adımlar hatalıydı. Rıdvan Hoca tercihi de yanlış bir karardı.
Ayrıca normalde soyunma odasına pek girmem ama kaptanın ısrarıyla bu sene çok davet edildim. Aslında bunu sevmem fakat sanırım fazla girdim. Bunu da bir hata olarak görüyorum.
Peki sayın başkan, futbolculardan sizi hayal kırıklığına uğratanlar oldu mu?
Evet, geçmişini bildiğimiz, çok güvendiğimiz oyunculardan bazıları hiç verim vermedi. Açıkçası sakatlıklar da peşimizi bırakmadı. En çok güvendiğimiz oyunculardan biri sadece 15 dakika oynayabildi. Çok flaş transfer olarak aldığımız oyunculardan biri sadece iki maç oynadı. Ha, şunu da açıkça ekleyeyim, sakat olmadığını bildiğimiz halde sakat olduğunu iddia eden oyuncularımız oldu. Bu durumlar bizi zorladı.
Amatörde de profesyonelde de bir takımın belli bileşenleri var; bu sadece forvet ya da kaleci meselesi değil. Sportif direktörden malzemeciye kadar tüm bileşenlerin sağlam olması gerekiyor. Aynı yöne bakmak şart. Biz hem kaptandan hem teknik direktörden darbe yedik. Futbolcularla aslında hiç problemimiz yoktu, aile gibiydik, ama sebepsiz yere sürekli sorun yaşadık. Kaptan bir anda bırakıp gitti, bu da takımı etkiledi.
Bu sezon ne kadar bir bütçeniz vardı, bunun finansmanını nasıl sağladınız? Acıbadem halkı destek oluyor mu, buna bağlı olarak Acıbadem halkının kulübe olan ilgisi nasıl bunu sormak isterim.
Bütçemiz 14.5 milyon TL ama kulübün 1 lira geliri yok. Tüm masrafları yönetim olarak biz karşılıyoruz. Acıbadem halkına açılabilmiş bir kulüp değiliz. Kulüp yıllarca alt sıralarda oynamış, semte yeterince açılamamış. Hedeflerimize ulaşamasak da bu sezon semte açılma konusunda önemli bir adım attık. Acıbadem semtinde, caddenin üstünde bir yer satın alarak kulübü semtin kalbine taşıdık. Harcanan para sportif başarıdan çok, kulübü semte tanıtma çabası içindi. Varlığımızdan haberi olmayan insanlar vardı. İlk kez ciddi bir taraftar topladık. Kartal maçına 500 kişi geldi; çoluk çocuk, eski futbolcular, semtten tanımadığımız insanlar maça akın etti. Bu, belki de kulüp tarihindeki en ciddi taraftar desteğiydi.
2000’lerin başında Acıbademspor mütevazı bir kulüp. 2013-14’ten itibaren çok hareketli bir sürece giriyor. Üst üste 2 şampiyonlukla süper amatör, sonra düşüş, ligden çekilme, 2. amatörde şampiyonluk ama 1. amatöre girmeme, sonra yeniden üst üste 2 şampiyonluk, bu kez süper amatörde de şampiyonluk.. Baktığımızda aynı ligde üst üste 2 sezon yer almamışsınız... Acıbademspor’u neler bekliyor seneye? Acıbademspor olarak nasıl bir yol haritası çizeceksiniz?
2013’te bu kulübe geldim. Hazırlıklı girdiğimiz her sene şampiyon olduk. Ancak siyasi hayatımın kulübün önüne geçtiği dönemlerde düşüşler yaşadık. Kulüp 71 yıllık tarihinde ilk kez benimle SAL’a çıktı. Bu sezon da ilk kez klasman liginde oynadık. Coşkulu bir yönetimimiz var; 8 kişilik ekibimiz çocukluk arkadaşı, 12 yıldır aynı yönetimle devam ediyoruz.
12 yıldır en büyük arzumuz bu kulübe bir tesis kazandırmak. Takımı üst sıralarda tutmamızın sebebi, camia olabilmek ve göze girebilmek için iddialı olmaktı. Bu kulübün amatörde oynamasını istemiyoruz, hedefimiz profesyonel lig. Allah ömür verirse, ya kazanarak yukarı çıkarak ya da bir takım satın alarak, bu takımı kesinlikle 3. Lig’de göreceksiniz.
Bu sezon tesisleşmeye odaklanacağız. Takım Süper Amatör Lig’de devam edecek, ama iddialı bir kadro kuracağız. BAL’dan takım alma düşüncemiz vardı, ama bundan vazgeçtik. Önümüzdeki sezonu 1 yıllık bir hazırlık süreci olarak görüyoruz. Hedefimiz 3. Lig’den bir takım almak. Çünkü bu kadar adaletsiz bir ligde olmak istemiyoruz. Futbol sevgimiz köreliyor. Bu sadece para meselesi değil. Takımımız yağmurda, çamurda idman yapıyor. TFF bir hakem gönderiyor, o hakem takımın kaderiyle oynuyor.
Ayrıca dört senedir üzerinde çalıştığımız bir proje var. Bu sistemi kurduğumuzda kulübe düzenli gelir sağlanacak. Altyapı tesislerimiz tamamlandığında aylık 3 milyon TL gelirimiz olacak. Yıllardır bunun için uğraşıyoruz. Kulübün önü açık. Artık yöneticiler ceplerinden harcamayacak. Otobüsümüz var, dükkânımız var. Profesyonel lige çıkarsak sponsor hazır.
TFF’nin amatör futbola bakışını ve idaresini nasıl değerlendirirsiniz?
Sezon boyunca TFF bize hiçbir katkı sağlamadı. Tek katkıları hakem yollamak, ama onların durumu da ortada. U13 maçlarını takımların teknik direktörleri yönetiyor. Hakemler taraftarlı takımlardan dayak yiyor, hakaret görüyor, güvenlikleri bile sağlanamıyor. Değiştirilmesi gereken çok şey var. Amatör yönetimler kurulurken ahbap-çavuş ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Benim gibi 20 yıldır bu işe gönül vermiş insanlar var ama hiç değerlendirilmiyoruz. Kim kime yakınsa o seçiliyor.
Sizce amatör futbolun ne gibi sorunları var?
Takım sayısı azaltılmalı, kriterler olmalı. Bilhassa yarışmacı liglerde... Ödeme yapmayacağı bilinen takımlar var, göstermelik başkanları oluyor. Veyahut sözünde durmayan kulüpler oluyor... Bizim anlaştığımız adama “500 bin lira vereceğim” diyorlar ama geçmişte 500 bin lira verdikleri görülmemiş. Sezon sonuna kadar dayanamıyorlar. Takım kuruyorlar, futbolcular 10. haftaya kadar para almadan oynuyorlar, sonra bırakıp gidiyorlar. 10. haftadan sonra ne başkan ne hoca kalıyor. Böyle çok takım var. Rakiplere çelme takıp sonra çekilip gidiyorlar. Biz ağzımızdan çıkan her sözü tutuyoruz, ödemeleri yapıyoruz ama diğer başkanlar, yöneticiler yüzünden sezon başında transfer görüşmelerinde tatsız muhabbetlere maruz kalıyoruz. Oyuncular, “Ne koparırsam kâr” mantığıyla masaya oturuyor. Onlar da kendilerince haklılar, geçmişte paralarını alamamışlar. 200’e oynatacağımız oyuncuya 400 vermek zorunda kalıyoruz. Ödeme gücü olmayan bazı başkanlar, sırf ortalığı karıştırmak için asılsız teklifler yapıyor.
Bu bakımdan Süper Amatör Lig, 3. Lig’den daha zor... Ben profesyonel kulüpte de yöneticilik yaptım... 3. Lig’de oyuncular futbol oynamaya, kendilerini göstermeye geliyor genelde. Hedefleri üst lig... Oralarda 25 kişilik kadronun 15’i bu şekilde. 3. Lig’de 150 bin peşinat alıyorlar, kalanı tüm sezona yayılıyor. Ve onları bağlayıcı sözleşme de oluyor. Amatörde sezon başında 500 peşinat alan oyuncu, 10. haftada, “Ben bırakıyorum,” diyor. “Parayı getir,” diyorum “Harcadım” diyor.
RÖPORTAJ: EFKAN BUCAK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Kurum ve kişilere hakaret eden yorumlar yayımlanmaz. Gözden kaçmış yorumlar olabilir, lütfen bizimle iletişime geçiniz.