
TAKSİMSPOR: 2 ÜMRANİYESPOR: 1
Forza Livorno grubundan Ümit arkadaşımız İstanbul Süper Amatör Küme 6. Grup'un kader maçlarından biri olan Taksimspor-Ümraniyespor (2-1) mücadelesini izlemiş. Bu güzel yazıyı paylaşıyoruz...
Stadın tepede ve rüzgarın da sert olması yüzünden epeyce üşüsem de yağmur yağmadığı için şanslıydım yine de... Feriköy Stadı, sahayla aramızdaki file dışında gayet sevimli bir 'amatör' stadı... Hatta kale arkasında bekleyen ambulans itibariyle "lüks" bile sayılır diğer amatör statlarına nazaran.. Ben gittiğimde Taksimsporlu yedekler sahada ısınıyorlardı. Birkaç dakika sonra epeyce kalabalık bir grup tribüne geldi. Yöneticiler, eski futbolcular, futbolcu aileleri ve taraftarlar... Toplam 100 kişi falandık ve yaş ortalaması, 9-10 kişilik genç arkadaşın ortalamayı düşürmesinden dolayı, sanırım 45-50 civarındaydı... Taksimspor'un başkanı Garo Hamamcıyan tribünde olmasına rağmen kulübedeki hoca kadar katılım gösterdi sahadaki gelişmelere... Rakip Ümraniye'nin de haftalar önce ununu eleyip eleğini asması ve terfilere gidecek as oyuncuları sakatlıktan, yorgunluktan koruma çabası ne dozdaydı bilmiyorum fakat ilk yarı rüzgarı da arkasına alan Taksimspor biraz da şuursuzca bir baskı kurmayı denedi. Ümraniye'nin de profili her ne kadar düşürülmüş sanılsa da çok şık kontrataklar deneyen bir takım olduğuna şahit olduk. Gol olmayınca ilk yarı 0-0 bitti. Giriş-çıkışta hiçbir engel olmamasından faydalanarak stadın yan sokağındaki bir mahalle kahvesine gittim. Sıcak çayımı içip biraz ısındıktan sonra tekrar stada geçtim...

İkinci yarı golle başladı. Başkanın konuşmalarından amatör Milli Takım'a da çağırıldığını duyduğum Güneş'in attığı golle Taksimspor 1-0 öne geçti. Ben kahveden çıkarken ikinci çaylarını ısmarlayan arkadaşlar tribüne döndüklerinde gole inanmadılar, hatta birisi diğerlerinin şirket kurup işlettiğini düşünmüş olmalı ki en yabancı gördüğü bana sorup onaylattı golü. Beraberliğin yettiği bir maçta hem de lider karşısında önde oynamak tribündeki neşeyi arttırmıştı. 60. dakika civarında gelen ikinci gol herkese rahat bir nefes aldırdı. Maça gelemeyen abisine golü telefonla bildiren arkadaş dönüp "inanmadı valla" deyince anladımki takım gerçekten çok kötü bir sezon geçirmiş... Halbuki amatörde izlediğim birçok takımdan daha sağlam bir defansları var, forvet elemanları da gayet yetenekli ve mücadeleci görünüyor fakat ortasaha konusunda net bir fikir oluşmadı kafamda.. Aksayan nokta ortasahanın ortası gibiydi sanki... 2-0 olduktan sonraki bölümde tribünde en çok duyulan soru "kaç dakika kaldı?" idi... Hakem 1 dakika oynanmayan süre göstermişti ki Ümraniyespor golünü attı ve maç 2-1 bitti. Ve maç boyunca hakemi, rakibi, kendi oyuncularını etkilememek için olabildiğince sessiz kalan tribünler takımı çağırıp alkışladıktan sonra o muhteşem tezahürata başladılar: "Tak tak tak sim sim sim Taksim Taksim tak"

Tribünler boşaldı, Garo başkanla, Sarkis amcalarla, hangisinin hangisi olduğu bilmediğim artinler, armenler, garbisler, ohanneslerle beraber sokaktaydık... Köşeyi dönünceki sürpriz daha bir hoştu... Az önce sahada koşup ter döken futbolcular karşıdan geliyorlardı. Taksim'e Dolapdere üzerinden geçeyim diye ben de o tarafa döndüm. 2-3 dakikalık bir takipten sonra anladım ki Feriköy Stadı'nın soyunma odaları yerine az ilerideki -sanırım kendilerine ait- antrenman sahasının soyunma odalarına gidiyorlardı. Antrenman sahasındaki manzara çok daha hoştu. Sanırım -yine sanırım- yakındaki bir ilköğretim okulunun kız futbol takımının antrenmanı vardı. Genelde Wagenhaus tipi, 'ayağına gelene vur' anlayışı hakim olsa da ayağına gelen topla çok şık driplingler yapan küçük bir ablamız da gözüme çarptı o 3-5 dakikalık bölümde...
taksim sporda emrah dursun adında bir oyuncu varmı??
YanıtlaSil